Tekil Mesaj gösterimi
Alt 16-02-2007, 09:07   #8
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Akif hayatının son zamanlarında Prens Halim Paşanın Alemdağ’daki konağına giderek, hastalık onu bitirmeden o hayatının gayesi olan eserlerini (İkinci Asım, İstiklal savaşı, Selahaddin Eyyubi piyesi, Peygamberimizin veda hutbesi) bitirmeyi azmetti.
Fakat halden anlamayan bu sari illet, iyice takatsiz bıraktığı vücudu tamamen kavrayınca Alemdağ’da kalamaz oldu ve kendisini kaderin tecellisine bıraktı. Fakat mesrurdu. Çünkü Mısırdan döndüğü gün peygamberimizin yaşında ölmeyi dua etmişti.
Bu makbul dua aynı yıl tecelli etmiş olmalı ki. Mehmet Akif 27 Aralık 1936 yılında 63 yaşında iken vefat etti.
Devrin hükümeti ve onun keyfine kendisini mahkum eden bir kısım güdümlü basın, Akif’in, uzun bir firaktan sonra önce vatana, sonra da ebedi aleme visaline ilgi göstermediğinden, resmi, cenaze merasimi yapılmadı, ama hiçbir davet ve teşvik görmeden gönlünün sesine uyarak gelen yüz binlerce vatan evladı Beyazıt meydanını doldurdu.
Muhteşem bir namazdan sonra çoğu üniversiteli olan gençler bayrağa ve Kabe örtüsüne sarılı olan tabutu adeta parmakları üzerinde taşıyarak Edirnekapı Mezarlığına götürdüler. Okunan Kur’an ve ilahilerden sonra hep bir ağızdan istiklal marşını söyleyerek defnettiler.
Akif, “fetihten beri şehrin toprağına kendi eseri ile gömülen” ilk vatan evladı idi.
  Alıntı ile Cevapla