Tekil Mesaj gösterimi
Alt 16-02-2007, 09:17   #2
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Resmi anlamda ilk mason tarihi, 1723 yılında James Anderson'un ilk Büyük Loca için kaleme aldığı"Temel Yasa"nın bir bölümü olarak yazılmıştır. Anderson'un çalışması, cennet bahçesindeki Hz. Adem'den başlayarak, 1717 İngiltere Büyük Locasının kuruluşuna kadar süren, geniş bir masonik söylenceden ibarettir. Bu tarih yorumu nedeniyle Anderson sert eleştirilere uğramıştır. Ancak, onun bir tarihçi olmayıp, o dönemde yeni olarak düşünülebilecek bir kuruma onurlu bir geçmiş kazandırmaya uğraştığı düşünülürse bu eleştirilerin haksızlığı anlaşılır.

1738 Yılında, Anderson Temel yasasının yeni bir baskısını hazırlar.
Sınırsız düş gücünün egemen olduğu yeni bir tarih yorumu yaparak, İngiliz masonluğunun 10. yüz yıldan 1717 yılına kadar ayrıntılı bir tarihini verir. Kral Edwin'in 926 yılında York kentinde düzenlediği büyük toplantıyı Büyük Locanın ilk bir araya gelişi olarak ileri sürer.Ve bu toplantıların düzenli bir biçimde 1700'lere kadar yapıldığını savunur.Mimarları ve inşaat mesleğini uygulayanları korumuş olan tüm İngiliz soylularını ve bilinen tarihi kişileri büyük üstat olarak listesine alır. İlk baskıda hak ettiği hoş görüyü, ikinci baskıda yer alan ayrıntılı ancak kanıtlanması olanaksız
savlar nedeniyle yitirir. Üstelik Anderson'un Eylemsel masonlukla Düşünsel masonluk arasında hiç ayrım yapmamış olması da önemli bir eksikliktir. Anderson'un yapıtı Büyük Loca adına yazıldığı için, sonraları neredeyse kutsal bir niteliğe ulaşmış, içerdiği tarih yorumu uzun süre tartışılmamış, masonların kendi tarih anlayışlarını derinden etkilemiştir. Anderson'un eylemsel-düşünsel masonluk ayrımını hiç yapmamış olması, bilimsel yaklaşıma bağlı tarih araştırmacılarını huzursuz ederek, bu resmi tarih yorumunu eleştirmeye yöneltmiş ve eylemsel masonluk ile düşünsel masonluk arasında doğrudan bir bağlantı kurma arzusunu yükseltmiştir. Gün ışığına çıkan her kanıt kırıntısı bile dikkatle incelenmiş, araştırma alanları mimari kayıtlardan
eski lonca defterlerine kadar genişletilmiştir. Amaç aşikârdır: eylemsel masonluktan düşünsel masonluğa dönüşümün kanıtlanması gerekmektedir. Gerçekten de, araştırmacılar İskoçya'daki eylemsel mason localarının ilginç özellikler gösterdiğini
kanıtlamışlardır. Bu localar coğrafi olarak birbirinden ayrı birimler biçiminde düzenlenmişler ve ülkedeki tüm inşaat işlerini sürdürüp denetlemişlerdi. İskoç eylemsel masonluğunda, bir başka locanın bölgesine geçen inşaatçıların kendilerini tanıtabilmek için, çeşitli gizli parola ve işaretleri kullandıkları da belirlenmiştir. Bu durum, farklı locaların, en azından bu tanıtım işaretlerini ve parolaları saptamak için bir araya geldiklerini, bu buluşmaların da locaları birleştiren bir örgütlenmenin ilk adımı olduğu düşünülebilir. Öte yandan, araştırmalar, İskoçya'daki sözkonusu eylemsel locaların 16. ve 17. yüz yıllarda, inşaat mesleğinden olmayan kişileri de "kabul edilmiş" ya da "centilmen" mason niteliğiyle aralarına üye olarak aldıklarının sarsılmaz kanıtlarını ortaya koymuştur. Üstelik, 17. yüz yılın sonlarına doğru bazı localarda kabul edilmiş üyeler çoğunluğu ele geçirmişler ve bu değişimi gösteren localar tümüyle düşünsel bir nitelik kazanmışlardır.

  Alıntı ile Cevapla