Tekil Mesaj gösterimi
Alt 16-02-2007, 09:26   #8
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Memlûklar, sultanın kendi kölelerinin, idarenin en üst kademesinde yer aldığı karışık bir hiyerarşik sisteme sahipti. İktidarın bünyesindeki başarı için, gulâm sistemi esastı. Çünkü eski Memlûkların oğulları da dahil olmak üzere, hür unsurlar, orduda ikinci derecede bir yer teşkil ediyorlardı. Saltanatın istikrarsızlığı sebebiyle, hükümdarların kolayca değiştirilmelerinden anlaşıldığı üzere, sultanın mutlak iktidarı, büyük emîrler ve bürokrasi tarafından denetleniyordu. Meseleler dîvânda görüşülüp, karara bağlanırdı. Memlûkların asker ihtiyacı, Kafkasya’dan ve Kıpçak bozkırlarından karşılanırdı. Sultan ve kumandanların idaresindeki Memlûklu ordusu, muharip olmasından, sevk ve idaresindeki mükemmelliğinden, Haçlı ve Moğol saldırılarını bölgeden uzaklaştırmakla, İslâm ülkelerini büyük tehlikelerden ve tahriplerden korumuşlardır. Memlûklar, Eyyubîler'in siyasetlerini devam ettirdiler. Resmî yazışmalarda, Arapça'yı kullandılar. Ordu ve sarayın konuşma dili, Kıpçak Türkçesi olup, Oğuz Türkçesi de geçerliydi. Kültür bakımından gelişmiş olan Memlûklar, Mısır’da pek parlak bir medeniyet devresi açtılar.
Memlûklar devrinde, Mısır ve Suriye’de büyük binalar yapıldı. İdareci, kumandan ve bu arada bazı esnaf cemaatleri, büyük şehirlerde camiler yaptırdılar. Kahire’deki Baybars, Kalavun, Muhammed Nâsır, Sultan Hasan, Berkuk, Müeyyed, Kayıtbay Ulu camileri ve Trablus, Şam, Halep eyaletleri camileri ile Kahire, Halep, Şam ve Birecik kaleleri bunların belli başlılarıdır. Devlet memuru ihtiyaçlarını karşılamak üzere, Kahire’de mektep açmışlardır. Burada tahsilini tamamlayanlar, mülkî ve askerî memur olarak vazifeye tayin edilirlerdi.
  Alıntı ile Cevapla