16-02-2007, 09:32
|
#4 |
Guest | İşte hükümetin keyfiyetten haberdar olduğu haberi getirilince Giritli Mehmet emriyle köy civarındaki çamlıkta Mehmet’in kardeşi Hacı İsmail ile Hacı Mustafa tarafından bir kulübe inşa edilmiştir.Bu kulübede tam bir hafta esrar içilmek suretiyle zikre devam eden grup 1930 yılı Aralık ayının 23üncü Salı günü menemen’e gitmek üzere yola çıkmayı kararlaştırmışlardır.Salı gecesi esrarkeş Mehdi başta Kıtmir adını verdikleri köpekte dahil,hep beraber yola çıkmışlardır.Evvelden haberdar edildiği için Görece köyünün berisindeki kömür ocağında,Hacı İsmail oğlu Hüseyin tarafından yakılan ateşte ısındıktan ve oraya gene evvelden haberdar olduğu için,Göreceli Mustafa oğlu Abdülkerim’in (bu kişi muhakemesi sırasında ağır hastalanıp İzmir memleket hastanesinde tedavi altında iken eceli ile öldüğünden hakkında verilmiş olan idam hükmü bu suretle infaz edilememiş ve sukut etmiştir) getirdiği yemekte yenildikten sonra bunların rehberliği ile yollarına devam etmişlerdir.Kafile Hasanlar geçidine varınca orada Kayıkçı Mehmet’in kayığı ile karşı tarafa geçmişlerdir.Grup Menemen kenarına geldiklerinde zeytinlikte biraz durup dinlendikten ve burada Giritli Mehmet avenesinin hepsine çifte çifte esrarlı sigara dağıtıp verdikten sonra hepsi dumanlı ve sarhoş kafalarla Menemen’e gelmişler ve saat altıyı yirmi geçe Müftü camiine girmişlerdir.[7]Camide sabah namazı için gelmiş 8-10 kişi vardır.Manisa’da dağda kurdukları bir çardakta günlerce esrarlı zikir ve ayinler yapmış olan grup,bununda etkisiyle mihraba asılı bulunan ve üzerinde La ilahe İllallah İnna Fetahneke suresi yazılı yeşil bayrağı da alarak olayın cereyan ettiği belediye meydanına gelmişlerdir.[8] Kafile Hoca Saffet Efendi’nin evi önüne geldiği vakit durmuş ve arkalarından gelen Mehdi Giritli Mehmet burada birdenbire kayboluvermiş ve biraz sonra da Hoca Saffet Efendi ile temasları,baş başa konuştukları görülmüştür.Hoca tam evine gireceği vakit Giritli Mehmet’in bir işareti ile grup Saffet Hoca’ya selam resmi ifa edip kendisini hürmetle selamlamışlar (Bu Hoca Saffet Efendi,Örfi Harp Divanı huzurunda yapılan sorgusu neticesinde beraat etmiş ve bu olaya katılmamış olduğu ortaya çıkmıştır) ve önlerinden Menemen’den gruba katılan Saim oğlu Boşnak Abbas (idama mahkum olmuş ve asılmıştır) tanca atmak suretiyle izharı şadmani ile gene Menemen halkından Cumai Balalı Remzi (idama mahkum olmuş ve asılmıştır),Harputlu Ömer oğlu Mehmet ve Sümbüllü köylü Mehmet bunlara katılıp gene hep birlikte tekbir alarak belediye önüne avdet etmişlerdir.[9]Derviş Mehmet,oradakilere kendini Mehdi olarak tanıtır;dini korumaya geldiğini ileri sürerek sınırda “yetmişbin kişilik Halife ordusu”nun beklediğini,öğleye kadar şeriat bayrağı altında toplanmayanların kılıçtan geçirilecekleri tehdidini savunur.[10]Derviş Mehmet ve grubu yeşil bayrağı belediye meydanına dikerek etrafında dönmeye ve tekbir getirmeye başlarlar.Olayın tanığı bir kişi ise olayı şu şekilde tasvir etmektedir:Ben ve camiden çıkanlar bu hal karşısında donduk kaldık.Biraz sonra kendisine Mehdi süsü veren Derviş Mehmet elindeki bayrağı meydana dikti ve iyice tutturmak içinde ahaliden bir ip istedi.içimizden biri kuşağını çıkardı verdi.Nasıl oldu bilmiyorum,meydanı dolduran kalabalığın arasında,bayrak dikilirken el çırpanlar oldu.Mehdi sürekli elindeki saate bakarak etrafa okuyup üflediği toprağı savurarak söyleniyordu.-Bayrağın altından geçmeyen gavurdur! Namazdan çıkan halk hep meydana yığılıyordu.Tam o sırada jandarma yüzbaşısını gördüm.Çekine çekine ortaya ilerledi.Ne var? Ne oluyor ağalar? diye sordu.Mehdi;bugün hükümet açılmayacak,dükkanlar açılmayacak,camiye gireceğiz,dua edeceğiz,her şey düzelecek,her şey yoluna girecek diye cevap verdi.Jandarma Kumandanı pekala dedi,yürüdü gitti |
| |