Baş vezir bu konuşmaları duyar. “Tamam bundan daha tembel olamaz. Konuşmaya bile tembellik yapıyor” der ve hemen adamı yakalar padişaha götürür. “ Padişahım durum bundan ibaret” Padişah: “ Nasıl?” Vezir: “İki genç armut ağacının altında yatıyorlardı. Bir armut düştü. Gençlerden bir tanesi, üşenmesem de şu armudu alsam yesem dedi. Ama bu getirdiğim ona üşenmeden bu sözü nasıl söyledin? dedi. Ben de en tembel bu diye bunu alıp geldim.” Padişah: “Tam. Olsa olsa tembel bu kadar olur. Bundan tembel bulunmaz” der. Bu adamı giydirir kuşatır. Adama: “Allah’ın emriyle kızımı sana verdim. Kızımla evleneceksin” der. Adam tabii itiraz eder mi? Yiyeceği yok, giyeceği yok. Tarlası, takımı yok. Bir padişah kızıyla evlenmeyi derhal kabul eder. Padişah bu genç ile kızını tam kırk gün, kırk gece davullu zurnalı düğünle evlendirir. Birkaç gün bunları evde misafir ettikten sonra, bir kese altın vererek kızına: “Kızım Evi ev yapan kadın mı, erkek mi? Sen bir kadınsın bir ev yap da göreyim. Ülkemi terk et” der. |