“Hapishaneyi yık. Taşını, toprağını denize dök bakayım.” Onu da yapar. “Sıçan Adası’nda evi de getir bakalım.” Arap evi de getirir. Adam, baksa ki, Yahudi oğlanla hanımı yatıyor. Bu arada padişah bunu görür. “Hapishaneden nasıl çıktın? Tutun şunu öldürün” “Gel, gel. Şu kızının yaptığını görüyor musun?” Padişah baksa ki, Yahudi oğlanla kızı yatıyor. “Senin kızın bana bunu yaptı.” Adam onları kaldırır. Ellerini bağları “kırk satır mı istersiniz, kırk katır mı?” “Kırk katır isteriz” derler. Katıra onları bağlar. Parça pinik olurlar. Oğlan padişaha ortanca kızını alacağım” der. Davullu zurnalı düğün yaparlar. Kızı alır. Gökten bir elma düştü. Onu da ortaya böldük. İşte böyle bitti. MEHMET AKTAĞ 1.1.1.5. Çingene Kızı Zamanın birinde bir padişahın oğlu, benim kısmetim kime çıkacak demiş ve oranın ileri gelen falcılarından birine kısmetini öğrenmek amacıyla fal baktırmış. Falcı buna demiş ki: “Oğlum senin kısmetin, falan yerde bulunan çingene obasındaki yeni doğmuş bir kız çocuğu” Padişahın oğlu buna çok içerler ve der ki: “Nasıl bir çingene çocuğu benim kısmetim olur?” |