Tekil Mesaj gösterimi
Alt 16-02-2007, 10:23   #8
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

“Ne yapacaksınız?”
“Gizleneceğiz. Bu şehir halkı Dakyanus’u tanrı kabul ediyor. Biz kabul etmiyoruz. Bize kötülük etmemesi için kaçtık.”
“Eee, siz nesiniz?”
“Biz Hûdaperestiz” derler.
Böyle olunca çoban:
“Öyleyse ben de Hûdaperest olayım” der.
Çoban da katılır.
“Ben burada büyük bir mağara biliyorum. Kış olunca biz oraya sığınır, soğuktan ve yağmurdan korunuruz” der.
Kabul ederler. Çobanın köpeği de arkalarından gelir. Gençler, Çobana:
“Köpeği kov. Bizim yattığımız yerde bu olursa, mağaranın yakınından geçenlere burada olduğumuzu haber verir” derler.
Çoban köpeği ne kadar kovduysa gitmez. En sonunda iki ayağının üzerine dinelir ve der ki:
“Ben de sizin taptığınız Allah’a tapıyorum. Niye beni kovuyorsunuz? Ben sizi beklerim.”
Öyle olunca sıddıkları daha da artar. Gelsin derler. Mağaraya girer ve orada yatarlar. Köpek de mağaranın ağzına yatar. Cenab-ı Allah bunlara uyku verir. Üç yüz dokuz sene uyurlar. Bu arada Dakyanus seferden döner. Gelince bunları sorar. Gençlerin babaları derler ki:
“Bizim de paramızı alıp kaçtılar. Biz de nereye gittiklerini bilmiyoruz.”
“Hadi hazırlanın arayalım.”
Ata biner, dolanır ve gezerler. Gezerken Eshab-ı Kehf’lerin yattığı mağaranın yanına varırlar. Dakyanus:
“İnin bakalım burada ne var?” der.
Kimse inmeye cesaret edemez.
“Mağaranın kapısını örün. Nasılsa havasız kalır burada ölürler” der. Vezirin birini bu işle görevlendirir.
  Alıntı ile Cevapla