16-02-2007, 10:34
|
#68 |
| Guest | Halk edebiyatımızın bu zengin mahsullerini konularına, şekillerine ve ezgilerine göre üç şekilde tasnif etmek mümkündür. Oldukça itibari ve izafi karakter taşıyan bu tasnifler arasında beste esasına göre yapılanı daha dayanıklı görünmektedir. Buna göre türkülerimiz “uzun hava” ve “kırık hava” olmak üzere iki kolda toplanmaktadır. Usul ile çalınmayan, her sanatkarın isteğine bağlı, tam bir şekil göstermeyen ve Batı musikisinde mevcut resitatif karşılığı ezgiler “uzun hava” adını almaktadır. Bozlak, Maya, Divan, Egin, Hoyrat, Çukurova, Türkmani, vb. ezgiler bu guruptandır. Ölçüsü ve ritmi belli ezgiler ise “kırık hava” içinde düşünülmektedir. Karadeniz Horonları, Kuzey Doğu Bur’ları ve Batı Anadolu zeybekleri gibi oyunlarda kırık havanın sürekliliği göze çarpar. Türküler,dar bir çevrede, tarikat-tekke mensupları arasında veya bütün millet hayatındaki yayılışı ile geçmişte olduğu gibi bugün ve yarında milli ve beşeri canlılığını devam ettirecek mahsullerdir.* 2.1.1.1. Kına Türküleri İndir kavak, indir kavak Kavaktan dökülür uvak Eli kına başı duvak Hoş geldin gelin, hoş geldin Benim oğlana eş geldin Aldım geçtim eşiği Sofrada buldum kaşığı Büyük evin yakışığı Hoş geldin gelin. Hoş geldin Benim oğluma eş geldin İndim kavak yarısına Balta vurdum kurusuna Doğan ayın birisine Hoş geldin gelin, hoş geldin Benim oğluma eş geldin Sılaya bostan ekerler Vakti gelmeden sökerler Gurbete giden kızın Gözüne sürme çekerler Hoş geldin gelin, hoş geldin Benim oğluma eş geldin SALİME TAŞKIN |
|
| |