2.1.2.2. Ergen’in Ağıdı Adamın biri dağa ot biçmeye gider. Akşamdan sigarasını, çakmağını, ekmeğini, suyunu alır. Akşama kadar çalıştıktan sonra bir dalın altına yatar. Gece üç kişi gelir. Düşmanları olacak ki adamın başına taşla vururlar. Sürükleyerek bir **** yığınının üzerine korlar. Tam yakacaklarken yaralı adam kendisine vuranın birinin soyadını haykırır. O sırada Aydınlı Oymağı’nın evleri göçermiş. Tabiî duyarlar. Aydınlılar köye haber verir. Köylüler ekin biçmektedir. Orağı desteye koyan herkes gidip günlerce yaralıyı ararlar. Adamın da kimsesi yoktur. Köyün bekçiliğini yapmaktadır. Nihayet ölüyü bulurlar. Köye haber getireni de bulurlar. Bekçi Ergen’i (ismi Ergen’dir) kimin öldürdüğü sorulur ama Aydınlı söylemez. “Benim bir oğlum var. Düşman sahibi olamam” der. Hakimlerin hakimine havale eder. Hanımı ağlar: Yandım kavruldum kül oldum Dumanım göğe savruldu Bekçi elden gitmiş diye Köyde bir dellâl çağrıldı Doktor tepemi açtı da Yakamdan döküldü kurtlar Bibi sen beni görmedin Üleşimi buldu itler Uşaklar dala yükletti Çektiler engin aşağı Yedi gün dağlarda yattım Gelmedi bibim uşağı Ardımda bir oğlum olsa Kısmet kız yalnız ağlar Düşman başına vurdu da Zelzele ediyor dağlar Yaslan babam oğlu yaslan Karanlık derede seslen Anamın nazlı torunu Ergen değil adı Aslan Veli babam oğlu Veli Bir arşın gelirdi kolu Vallaha sıtkınan diyom Ölsün bu dünyanın eli YILMAZ GÖKSAL |