16-02-2007, 11:11
|
#83 |
Guest | 2.1.4. Ninni Ninniler, annelerin süt emen çocuklarını uyutmak için ezgi ile söyledikleri manzum veya mensur sözlerdir. Batı Türkçe’sinde bu kelimeye bağlı olarak ‘Neni çalmak, ninni söylemek’ ve ‘uyku getirmek’ deyimleri doğmuştur. Ninniye Kâşgarlı Mahmud ‘balu-balu’, Azeri Türkleri ‘laylay’, Kerküklüler ‘leyley’, Türkmenler ‘hûdi: Allah de’, Özbekler ‘elle’, Kazanlılar ise ‘bişik cırı: beşik türküsü’ adını vermektedirler. Umumiyetle ilk söyleyicilerini tespit edemediğimiz ninnileri, anneden sonra, büyük anne, hala, teyze, abla gibi ailenin diğer şahısları da zaruret hâsıl oldukça terennüm ederler. Ninni, çocuk emzirilip kundaklandıktan sonra, salıncakta, beşikte veya kucakta sallanıp uyutulmaya çalışılırken tizden pese doğru söyleyen bir ezgidir; çocuğun ağlamasının durması veya uyuması ile nihayet bulur. Muhtelif türkü, mâni, ilâhi, destan ezgilerinin yardımı veya irticâlen meydana getirilen ölçücü, ölçüsüz söz ve tekerlemelerle çocuğu oyalayan ninniler, hece vezni ve sâde bir dille söylenirler. Umumiyetle dört mısralık bir bütün teşkil eden ninnilerin sonu bir bakıma nakarat gösteren ‘ninni yavrum ninni’, ‘uyusunda büyüsün ninni’, ‘e, e, e, ey’ vb. sözlerle biter. Ninnilerin konusunu çocuk teşkil eder. Sağlıklı doğmadan gelen sevinç, fizik güzellik, soy-sop, iyi huy, sünnet, öğrenim, nişan, gelin olma, evlenme gibi geleceğe ait dilekler; yalnızlık, gurbette kalan baba, koruyucu melekler, velîler, Hızır vb. madde, tem, motif ve merâsimler ninnilerin muhtevâsında belli başlı unsurlardır. Köy ve şehir hayatımızda canlı olarak yaşayan -arada bir erkeklerin de söylediği- ninniler maddî ve mânevî kültür mirasımızı sinesinde muhâfaza eden lirik mahsullerdir.* |
| |