-Ö- Öbek: 1. Maddeleri ya da nitelikleri bakımından birbirine yakın olan şeylerin topu, takım, grup. 2. Genel olarak yaş, yapı, uzay dağılımları ve hızları bakımından benzer özellikler gösteren dizgelere ilişkin yıldızlar kümesi. Ören: Eski yapı ya da şehir kalıntısı, harabe. -P- Palan: Kaşsız, enli ve yumuşak bir çeşit eyer. Palas pandıras: Çok çabuk. Parça pinik: Paramparça. Pejmürde: 1. Eski püskü, yırtık. 2. Dağınık. -R- Revan: Akıcı, akan. -S- Sac: Demir levha. Sancaktar: Sancağı taşıyan kimse. Sarp: 1. Dik, geçilmesi ve çıkılması güç, yalman. 2. Sert. Sefer: 1. Yolculuk, 2. Savaşa gidiş, savaş. Seki: Kaldırım. Serden geçti: Fedaî. Sıddık: 1. Doğruluk, gerçeklilik. 2. İçten bağlılık. Sındı: Makas. Softa: 1. Eskiden medrese öğrencisi. 2. İlmiyeden olanlara aşağılama amacıyla verilen ad. 3. Körü körüne bir davaya bağlanıp ayak direyen kimse. Soyka: Ölünün üstünden çıkan giysi. Sumak: Antepfıstığıgillerden, sıcak bölgelerde yetişen, kabuğu hekimlikte ve yaprakları dericilikte kullanılan, mercimeğe benzeyen, taneleri dövülerek ekşilik vermek için yemeğe katılan ve yüz türü bilinmekte olan bir ağaç. Sürme: Kirpik diplerine sürülen siyah boya. |