Tekil Mesaj gösterimi
Alt 16-02-2007, 13:45   #1
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Musul meselesi

MUSUL MESELESİ

Musul vilayeti konusunda Türk-İngiliz anlaşmazlığına verilen isim Şark Meselesi olarak isimlendirilen, İmparatorluğumuzun parçalanması planlarının bir parçası olup, Musul ve çevresinin anavatandan koparılması ile sonuçlanmıştır.

Bu bölgeye Abbasi İmparatorluğu’nun kuruluşundan itibaren Türkler yerleşmeye başlamış ve uzun asırlar çoğunlukta olmuşlardı. Musul ve çevresi Büyük Selçuklu Hakanı Tuğrul Bey’in 1055’te Bağdat’a girmesinden itibaren asrımıza kadar Türk bölgesi olarak ve daima Türk hakimiyetinde yaşamıştı.

XIX. asrın sonlarına doğru bölgede petrol yatakları keşfedilince, çevrenin tarihi stratejik ehemmiyeti iyice arttı ve emperyalizmin kavga hedeflerinden biri haline geldi. Özellikle İngilizler, Hindistan yolunun emniyeti ve petrol yatakları sebebiyle buraya göz dikmişti. II. Abdülhamit Han , her ihtimale karşı bir gün bu bölge devletin elinden çıksa bile, petrol yatakları üzerinde hak iddia edebilmek için 1888’de sahayı “Mülk-i Şahane” yani padişahın hususi mülkü haline getirdi ve Hazine-i Hassa Nezareti’ne tevdi etti. Ancak İttihad Terakki hükümeti bu davranıştaki maksadı anlayamadı ve II. Abdülhamit Han tahttan indirildikten sonra 1912 Musul petrol imtiyazını Maliye vekaletine devretti.

30 Ekim 1918’de Mondros Mütarekesi imzalanıp, silahlar bırakıldığında, Türk kuvvetleri Musul’un 30 km kadar güneyindeki Gayyare hattı Üzerinde bulunuyordu. İngiliz kuvvetlerinin asıl hedefi Musul olduğu için, mütarekeye rağmen ilerlemelerine devam ederek Musul’a girdiler. Türk kuvvetleri 15 Kasım’da Musul’u tahliye etti. İngilizler Musul’un işgalini harp olarak değil, mütarekenin 7. Maddesine göre bir emniyet hareketi olarak yaptıklarını açıkladılar. Bu durumda Musul, Misak-ı Milli hudutları içinde kalmış oluyordu. Türk heyeti Lozan’a gittiğinde, önce Musul konusunda İngiltere ile gizli görüşmeler yaptı. Bir sonuç alınamayınca Lozan Konferansı’nın 23 Ocak 1923 tarihli oturumunda gündeme getirildi. İsmet İnönü, Musul’un Türklüğünün tarihi, coğrafi, iktisadi ve siyasi delillerini anlatarak bir başka ülkeye verilemeyeceğini kesin bir dille ifade etti. İngilizler ve diğer müttefik delegeleri, bölgenin İngiliz himayesinde olarak Irak’a verilmesinde ısrar ettiler.
  Alıntı ile Cevapla