Lozan görüşmeleri kesintiye ugradiginda Musul meselesi de çözülemeyen konular arasinda idi. Türk heyeti Ankara’ya dönünce Türkiye Büyük Millet Meclisinde Lozan Konferansi ile ilgili gizli oturum yapildi. Özellikle Musul meselesi üzerinde kararli ve heyecanli konuşmalar oldu. Lozan görüşmelerinin ikinci safhasinda bariş antlaşmasi imzalanmiş, ancak Musul meselesi yine çözülememişti. Lozan Antlaşmasi’nin 3. Maddesine göre, Türkiye ve Ingiltere Musul meselesini görüşmeler yoluyla aralarinda halledecekler; eger 9 ay içinde anlaşamazlarsa konu Cemiyet-i Akvam’a götürülecektir. Bunun üzerine 19 Mayis - 5 Haziran 1924 arasinda Istanbul’da Haliç Konferansi toplandi. Ancak Ingilizlerin, konferansa anlaşma niyetiyle gelmedikleri, daha ilk günkü taleplerinden anlaşilmişti. Bu siralarda Nasturiler silahlandirilarak, Mardin daglarinda isyana başlamişlardi. Ayni tarihlerde Ingilizler hava saldirisinin desteginde büyük kuvvetler sevkederek Süleymaniye bölgesinde hakim bulunan Şeyh Mahmut kuvvetlerini ezmişlerdi. Halbuki Lozan Antlaşmasi’na göre, bu bölgeler hakkinda bir anlaşmaya varilincaya kadar, taraflar bölgede hiçbir harekete girişmeyeceklerdi. Haliç Konferansı sonuç vermeyince mesele Cemiyet-i Akvam’a götürüldü. Cemiyet-i Akvam’ın görevlendirdiği üç kişilik bir heyet, bölgede incelemeler yaparak uzun bir rapor hazırladı. Rapor, birçok çelişkili değerlendirmeyi ihtiva etmekle beraber, genellikle lehimize idi ve “ Türkiye hukukundan feragat etmedikçe Musul’un buraya ait olması gerektiği ” ifade ediliyordu. Cemiyet-i Akvam Meclisi’ndeki tartışmalı görüşmelerden sonra 16 Aralık 1925’te Musul’u Irak’a bırakan ve Irak’ı da 25 sene müddetle İngiliz mandasına veren karar çıktı. Türk delegeleri karar çıkmadan önce toplantıyı ve Cenevre şehrini terk etmişlerdi. Türk Hükümeti, Cemiyet-i Akvam’ın bu kararını tanımadı ve istişari bir karar olarak telakki ettiğini bildirdi. İngiliz-Türk münasebetleri gerginleşti; bir sene kadar hiçbir temas olmadı. |