Tekil Mesaj gösterimi
Alt 17-02-2007, 09:18   #15
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Misak-ı Millî ne bir efsane, ne de tarihîn derinliklerinden intikal etmiş bir destandır. Misak-ı Millî, Türklerin var olduğu devirlerden itibaren karakterinde mevcut olduğuna inandığımız İstiklâl fikrinin modern manadaki ifadesi ve tezahürüdür. Misak-ı Millî bölünmez bir Türk yurdunun sınırlarını tespit eden ve günümüzde de canlılığını muhafaza eden fevkalâde öneme haiz hukukî ve siyasî bir vesikadır.


Kuva-yı Milliye

Mondros Mütarekesi'nin imzalanmasıyla İstanbul Hükûmeti ve buna bağlı olarak ordu İtilaf Devletleri'nin kontrolüne girmiş, devlet müesseseleri vazifelerini yerine getiremez duruma gelmişti. Türk milleti uğradığı haksızlıkların önüne geçilmesi hususunda resmî makamlara yapmış olduğu müracaat sonuç vermeyince vazifenin kendine düştüğünü kabullenip, işgal gören bölgelerde düşmana karşı harekete geçti. İşte bu direniş hareketini başlatanlara Kuva-yı Milliye(Millî Kuvvetler) adı verilmiştir.

Mili Mücadele tarihimizde "Kuva-yı Milliye" deyiminin biri dar, diğeri geniş olmak üzere iki ayrı manası vardır. Bunlardan ilki "Milis" teşkilâtı adıyla da anılan millî kuvvetleri, yani silâhlı mukavemet teşkilatını anlatmaktadır. Diğeri ise Millî Mücadele'yi bütünüyle içine alan daha geniş bir anlamı ifade eder. Bu geniş mana içerisinde Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri, Kongreler, İlk Büyük Millet Meclisi , Misak-ı Millî gibi dönemin temel gelişmeleri yer almaktadır.

  Alıntı ile Cevapla