17-02-2007, 10:41
|
#6 |
Guest | Westminster modeli demokrasinin önemli unsurlarından birisi de meclis egemenliği ilkesidir. Yine İngiltere örneğine bakılacak olursa parlamentonun gücü açık bir şekilde görülebilir. İngiltere’de parlamentoyu denetleyecek bir organ yoktur. Hukuki açıdan yasama gücüne konulmuş hiçbir sınır yoktur. Parlamento anayasal nitelikli kuralları da aynı adi yasalar gibi koyar veya kaldırır. Parlamentonun dikkate aldığı tek etken kamuoyudur. Öte yandan İngiltere’de parlamentonun gücünü sınırlandırma işlevini görebilecek yazılı bir anayasanın olmaması kamuoyunun önemini daha da arttırmıştır. Bu bağlamda Westminster modeli demokrasinin temelinde özgür bir kamuoyu ve bu kamuoyuna duyarlı olmayı içerisinde barındıran bir politik kültürün olduğu söylenebilir. Bu politik kültür nedeniyledir ki İngiltere’de muhalefetin iktidarın baskı ya da zorbalığından korkmasına gerek yoktur. Herhangi bir hukuki ve kurumsal güvence olmamasına karşın ıngiliz halkındaki özgürlük duygusu en büyük güvencedir. Duverger, hoşgörü ve liberalizm geleneklerinden eteri kadar payını almamış diğer ulusların Britanya kurumlarını tehlikesizce benimseyemeyeceklerini ve bu ulusların aslında Britanya kurumlarında bulunmayan ama bu kurumlardan türemiş bazı benzer rejimlerde görülen frenleri ve güçler dengesini de birlikte kabul etmeleri gerektiğini ifade ederek liberal politik kültürün çoğunlukçu demokrasi modeli açısından önemini vurgular. Son olarak Westminster modelinin “münhasıran temsili demokrasi” düşüncesini esas aldığını söyleyebiliriz. Bu düşünce aslında parlamentonun egemenliği ilkesinin bir sonucu olarak da görülebilir. Parlamenter egemenlik demek referandum gibi doğrudan demokrasi unsurlarına yer olmaması demektir. Referandum gibi doğrudan demokrasi uygulamalarının halk egemenliği ilkesine dayandığı düşünüldüğünde, Westminster modelinde demokrasinin “halkın iktidarı” şeklinde etimolojik anlamıyla telakki edilmediği görülür. Sartori’nin de belirttiği gibi tek tek bireylerin üzerinde onları kuşatan organik bir toplum kavrayışı Anglo-Sakson dünyaya yabancıdır. Fransızca “peuple”, İtalyanca “populo”, Almanca “Volk” gibi muadilleriyle karşılaştırıldığında “people” çoğuldur. |
| |