3 Mart 1924 tarih ve 431 sayılı Kanunun masumluk ilkesi, cezaların kanunîliği, şahsîliği gibi temel hukuk prensiplerini ihlal etmektedir. Keza bu Kanun Hanedan mensuplarının özel mülkiyet haklarına da dokunmaktadır. Şüphesiz kurucu iktidarı ele geçiren eski siyasal rejimi yıkıp yerine yeni bir siyasal rejim kuran devrimci bir hükümetin yaptığı işlemlerin hukukîliğini tartışmanın bir anlamı yoktur. Zira aslî kurucu iktidar özünde hukuk-dışı ve sınırsız bir iktidardır. Bu nedenle Osmanlı Hanedanının sınır dışı edilmelerinin hukuka aykırılığını uygunluğunu tartışmak gereksizdir. Hatta, bir bakıma, Cumhuriyet yönetiminin Osmanlı Hanedanını sınır dışı etmesinin yeni rejimin yerleşmesi açısından yerinde bir tedbir olduğu da düşünülebilir. Ancak saltanatı iddiaya hakkı olmayan Hanedanın kadın mensuplarının ve Hanedanın damatlarının dahi sınır dışı edilmesi ve özellikle bunun uygulanış şekli tamamen eleştiriye açıktır. Türk milletini altı asır boyunca yönetmiş bir Hanedanın Dünyanın çeşitli ülkelerinde yoksulluk içinde yaşamaları, durumlarına yakışmayan işler yapmaları (ör: otel katipliği ve otel işçiliği), sadece hanedan mensuplarının değil, herhalde kendisini altı asır yönetmiş olan bu Hanedana vefasızlık gösteren Türk milletinin de onurunu zedelemiştir. |