Sözleşmenin daha girişinde Türkiye’nin güvenliğine vurgu yapılmış, 5., 6., 14., 15., 16. ve 23. maddelerinde bu norma değinilmiştir.
İkinci olarak Karadeniz ülkeleri, özellikle de SSCB Boğazlar’ın olası bir Avrupalı ülke saldırısında kullanılmasını istememiş, bu nedenle geçişlere sınırlandırma getirilmesi konusunda Türkiye’nin yanında yer almıştır. Bu geçici bir çıkar uyuşması olarak da yorumlanabilir. Bu kaygılar sonucu şekillenen sözleşmeye göre Türkiye bir savaşta tarafsız ya da savaş dışı ise savaşan tarafların savaş gemileri Boğazlar’dan geçemeyecektir. Yine Türkiye bir savaşa girmiş, ya da savaş tehdidi hissediyorsa diğer devletlerin savaş gemilerinin geçişi konusunda kendi taktirini kullanabilecektir. Sözleşme’nin özellikle 18.maddesi Karadeniz’e kıyısı olan ülkelerin kaygılarını gidermeye dönüktür. Sözleşme’de ayrıca Akdeniz-Karadeniz geçişlerinde, daha çok savaş gemilerine dönük sınırlandırmalar da bulunmaktadır.
Üçüncü olarak boğazlardan geçiş serbestisi temel alınmıştır. Aslında Türkiye ve Karadeniz’e kıyısı olan ülkeler dışında konferansa katılanların en çok üzerinde durduğu husus buydu. 1. Madde geçiş serbestisine açık bir vurgu yapmaktadır. Montrö’ye göre Boğazlar’dan ticaret gemilerine neredeyse mutlak anlamda geçiş hakkı tanınmıştır ve Türkiye’nin bu konudaki sınırlandırma yetkileri yok denecek bir düzeydedir. Savaş gemilerinin geçişinde ise güvenlik gerekçeleriyle sınırlandırmalar vardır.
Son olarak Sözleşme Akdeniz-Karadeniz dengesini de bozmamaya çalışmıştır.19., 20. ve 21. maddeler bunu daha çok Türkiye’ye tanıdığı takdir haklarıyla çözmüştür. |