19-02-2007, 11:46
|
#11 |
Guest | Böyle bir kararın alındığı bu ortamda bir de Şeyh Sait Ayaklanması (Cumhuriyet tarihinin ilk ve en geniş Kürt ayaklanması) çıkmıştır.Bu ayaklanmanın da İngiltere tarafından desteklenmiş olduğu fazla şüphe doğurmayan bir düşüncedir.Buna rağmen Kürkçüoğlu,İngiltere’nin Şeyh Sait Ayaklanması’nı yakından izlediği;fakat destekleyici bir tutumdan da kaçındığı inancındadır.[1]Ancak yine de Toynbee’nin belirttiği gibi, “İngilizler Musul’u işgal ettikleri andan itibaren Kürt milliyetçiliğini teşvik etmişlerdir.[2] Ayaklanmanın kaynağı ne olursa olsun İngiltere’nin işine yaradığı açıkça ortadadır.Bu olay Türkiye’nin Musul tezini yaralamıştır.Kendi Kürtleriyle kavgalı olan Türkiye’nin çoğunluğu Kürt olan Musul’u talebinin bu yüzden tutarsız olduğu görüşünün İngiltere tarafından kullanılmasına imkan vermiştir. Nitekim, gerek içte ayaklanmalarla (belirttiğim gibi özellikle Şeyh Sait) mücadele edilmesi,gerek 1. Dünya Savaşı ve ardından Kurtuluş Savaşı’ndan büyük zararlarla çıkılmasından sonra yeni bir savaşın göze alınamaması;fakat en önemlisi sınırların güvenliği için Batıyla artık olumlu ilişkilerin kurulmasının gerekli olduğu düşüncesi ile Türkiye başlangıçta tanımadığı Milletler Cemiyeti kararını kabul ettiğini açıklamıştır.Türk hükümeti Oral Sander’in de belirttiği gibi Musul’da bir anlaşma olmadığı takdirde,İngiltere’nin bu genç devleti rahat bırakmayacağını,iyi ilişkiler kurma peşinde olduğu Batılı devletlerle yakınlaşmasının bu sorunun çözümüne bağlı olduğu ve içerde yapılan köklü reformların sağlam bir temele oturabilmesi için,dışarda rahat bir ortama ihtiyacı olduğunu anlamıştı[3] |
| |