M.Ö. 513'te Pers kralı Darius İskit seferine, önce Bosphorus'daki (İstanbul Boğazı) Anadolu ve Rumeli'den geçtikten sonra, Trakya'nın içlerine doğru kıyıdan çok uzak olmayan bir yerden devam etti. Ordunun ilk durak yeri Odrysler'in memleketi oldu. Artık Trakya Pers egemenliğine giriyordu. M.Ö. 492'de Mardonius'un seferi Persler'in egemenliğini sağlamlaştırdı. Daha sonra da M.Ö. 480'de Traklar, Kral Kserkses'in ordusuna asker vermek zorunda kaldılar. Kserkses, Melas Körfezi'nde (Saros Körfezi) Kallipolis (Gelibolu) Yarımadası'ndan hareket etti, Ainos (Enez) şehrinden geçti ve böylece Hebros (Meriç) Nehri'nin bütün ovası Persler tarafından alındı. Persler'in ülkedeki egemenliğine son verilmesinden sonra, dağınık Trak kabilelerinin birleşmesi gerektiğine inanılarak, önderlik kral Teres'in idaresi altındaki Odrysler kabilesine veıildi. Böylece Odrysler, Hebros (Meriç) ve Kypsela'dan (İpsala) Varna'ya kadar olan toprakların sahibi oldular. Odrysler aristokratik, feodal bir devlet olarak kurulup, örgütlendiler. Roma dönemi M.Ö. 342-341'de Makedonya kralı Philip'le yaptıkları savaşı kaybeden Odrysler, giderek zayıflamaya başladılar. M.Ö. 336'da Philip'in öldüıülmesinden sonra, huzursuzluk çıkacağın- dan korkan Büyük İskender, M.Ö. 335'de Trakya içine uzun bir sefere kalktı. Sahil boyunca devam edip, kralsız kalan Traklar ülkesinden ve Nestos (Mesta) Nehri'nden geçerek on gün içinde Balkanlar'ın eteğine ulaştı. Doğu Trakya'da sahile yakın bir yerden ilerleyip, Odrysia ve Hebros'dan (Meriç) sonra Tonzos (Tunca) boyunca ilerleyerek bir dağ geçidinden geçti. İskender'in ölümünden sonra Trakya başlıbaşına satraplık oldu. |