Orhan Gâzi devrinde Bizans'a karşı kazanılan Pelekanon Muhârebesinden sonra İznik fethedildi (1330). Orhan Gâzinin 1361'e kadar olan hükümdarlığı devresinde Osmanlı Devleti kardeş beyliklerin üzerinde hâkim bir güç hâline geldi. Daha önce Ege ve Rumeli'de Karesi, Saruhan ve Aydınoğulları gazâ hareketinin öncüleri durumunda idiler. Ancak Karesi beyliğinin ilhâkı ve Aydınoğlu Gâzi Umur Beyin Haçlı saldırıları karşısında İzmir Limanını kaybetmesi üzerine bu bölgedeki gazâ liderliği Orhan Gâziye geçti. Bu sırada Bizans'ta başgösteren iç savaş ve Kantakuzen'in Gâzi Beylerle ittifakı Türklerin Rumeli'ye geçişini kolaylaştırdı. Orhan Gâzinin oğlu Süleyman Paşanın destanlara konu olacak mâhiyette gerçekleştirdiği Rumeli'ne geçiş, Türk târihinin en büyük hâdiselerinden biri oldu. Evvela Çimbe Hisarını ele geçiren Süleyman Paşa burayı bir üs olarak kullanmaya başladı. Daha sonra Biga'da topladığı orduyu Güney Marmara kıyısında Kemer limanından gemilerle karşıya naklederek Bolayır'ı zaptetti. Ardından kuvvetlerini iki kola ayırarak bir taraftan Gelibolu'ya öbür yandan da Trakya'ya karşı iki uç kurdu ve muntazam gazâ akınlarına başladı. 1354 yılında Gelibolu'nun zaptı ile bu ilk Rumeli fâtihleri yarımadanın fethini tamamladılar. 1357'de veliaht Süleyman'ın ve ardından Sultan Orhan Gâzinin vefâtları Rumeli'deki fetihlerin bir müddet durmasına sebep oldu ise de Sultan Birinci Murâd (1361-1389) Anadolu'da birliği sağladıktan sonra tekrar Rumeli cihetine yönelerek Osmanlıların Avrupa'da sağlam bir şekilde yerleşmesini sağladı. 1362'de Edirne fethedildi. Haçlı kuvvetlerine karşı 1364'de Sırpsındığı, 1371'de Çirmen zaferleri kazanıldı. Bu fetih ve zaferlerin sonunda Osmanlılar katî olarak Avrupa'da yerleştiler ve tesir sâhaları bütün Balkanları içine alan bir genişliğe erişti. Bulgaristan ve Sırbistan Osmanlıları metbu olarak tanıdı. Osmanlı kuvvetleri, üç koldan harekâta devamla Kuzey Makedonya, Niş, Manastır, Sofya ve Ohri'yi aldılar. Diğer taraftan Anadolu'da Türk birliğinin sağlanması için mücâdele veriliyordu. Hamidoğulları Beyliğinden Akşehir, Beyşehir, Seydişehir, Yalvaç, Şarkikaraağaç ve Germiyanoğullarından da Kütahya, Tavşanlı, Emet, Simav ve çevresinin Osmanlılara geçmesi, Karaman-Osmanlı münâsebetlerini gerginleştirdi. Çok geçmeden de iki devlet arasında harp çıktı. Ancak Karaman kuvvetlerini bozguna uğratan Osmanlılar bir müddet için bu beyliğin saldırılarından emin oldular. Öte yandan Osmanlıları Balkanlardan atmak üzere, Sırp, Bosna, Macar, Ulah, Arnavut, Leh ve Çek kuvvetlerinden oluşturulan büyük Haçlı kuvvetlerinin, 20 Haziran 1389'da Kosova'da yok edilmesi târihe, örnek imhâ hareketlerinden biri olarak geçti. Türk târihinin mühim hâdiselerinden biri olan Kosova Meydan Muhârebesi, Doğu Avrupa'nın mukadderâtını da tâyin etti. Balkan Yarımadasını asırlar boyunca Türk hâkimiyeti altına koyan bu zafer sonunda, Sultan Murâd-ı Hüdâvendigâr bir Sırplı tarafından şehit edildi.
Ertuğrul Gâzinin oğlu Osman Gâziye bıraktığı 4800 kilometrekarelik beylik 43 yıl içinde 3 mislinden daha fazla büyüyerek 16.000 kilometrekareye ulaştı. Orhan Gâzi ise babasından devraldığı devletini 6 kat daha büyüterek 95 bin kilometrekareye çıkardı. Nihâyet Murâd-ı Hüdâvendigâr 1361-1389 yılları arasında devletini beş misli daha büyüterek 500 bin kilometrekareye yükseltti. Artık aşiretten beyliğe geçen Osmanlı Devleti imparatorluğa hazırlanıyordu ve gâyesini de çizmişti. Biz ol nesl-i kerîm-i dûde-i Osmaniyânız kim
Muhammeddir serâpâ mâyemiz hûn-i şehâdetten
Biz ol âlî-himem erbâb-ı cidd-ü ictihâdız kim
Cihângîrâne bir devlet çıkardık bir aşiretten. |