Tekil Mesaj gösterimi
Alt 19-02-2007, 14:36   #2
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Meselenin sadece “kimlik bunalımı” olarak ele alınması veya salt “Osmanlılar Türk düşmanıydı” veyahud “Osmanlılar Türkleri hakir görüyordu” temelinde izah edilmeye çalışılması halinde Osmanlı tarih yazıcılığı hakkında büsbütün yanlış değerlendirmelere yol açacağı endişesi ortaya çıkmaktadır.
Osmanlı tarih yazıcılığında gelenek haline gelmiş olan anlatıma göre; Osmanlı tarihi Türk tarihinin bir parçası olarak başlar. Buna göre, Osmanlılar, Oğuz neslinden olup Kayı boyuna mensupturlar. Osmanlı ailesinin soyu bazen 35. bazen de 52. göbekten Hz. Nuh’a dayanır. Böylece, Osmanlıların Türklüğü İslami bir özellik de kazanır. Osmanlıların atası olarak kabul edilen Süleyman Şah, konar-göçer Türkmen aşireti ile birlikte Anadolu’ya göç eder. Aşiret bir çok maceradan sonra Bizans sınırını yurt tutar. Beyliğin temelleri burada atılır. Osman Gazi, Oğuz töresine göre hanlanırBundan sonra kâfirlerle cihad başlar. Beylik yavaş yavaş aşiret düzeninden devlet düzenine geçer. Böylece Türk tarihi içinde Osmanlı tarihi başlar. Padişahların ve askerlerinin Türklüğü sık sık vurgulanır.


Geleneksel tarih yazıcılığında Osmanlıların yaptığı gazalarda "kâfirlere" karşı Türklerin kesin üstünlüğü prensibi işlenmektedir. Mesela, Hoca Sadeddin Efendi, Osmanlıların ilk fetihlerinden bahsederken Osmanlı ordusu için “zaferleri gölge edinmiş Türk askerleri” “savaş günleri yırtıcı arslanTürk yiğitlerigibi pek çok süslü ifadelere yer vermektedir. Aynı müellif, Osman Gazi’nin savaşlardaki başarısını anlatırken
Bursa yöresindeki bir savaşta Osman Gazi her zaman olduğu gibi yine Tanrı’nın görünmez ordularının desteğini sağlamış bulunuyordu. Bu destek elle tutulmaz gözle görülmezdi. Ama düşmanın gözünde her Türk sipahisi Efrasiyab gibi bir yiğit, Zaloğlu Rüstem gibi pehlivan kesilirdi
  Alıntı ile Cevapla