Tekil Mesaj gösterimi
Alt 19-02-2007, 14:36   #3
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

ifadeleri ile Türk zaferlerine manevi bir boyut da kazandırmaktadır
Osmanlı tarih yazıcılığında, Osmanlılar temelde "kâfirlere" karşı gaza ve cihad yapmayı düstur edinmiş bir “İslam Askeri” imajı ile merkezi bir rol üstlenir. Bununla birlikte, Osmanlılar, her zaman kendileri ile iyi geçinen "kâfirler" ile de iyi geçinmekte hatta onlara mal ve mülklerini emanet edebilecek kadar güvenebilmektedir. Osmanlı cihad ve gaza felsefesinde ilginç bir yönü oluşturan bu durumun İslamın yayılmasında rol oynadığını müellif Neşri’de görüyoruz. Neşri, Rumeli’nin fethini anlatırken: "... nice köyler Türk'ün ayin ve erkânını görüp gelip Müslüman oldular” ifadesine yer vererek Türklerin sadece istilacı bir kavim değil yaşama tarzı, görgü kuralları, komşuluk ilişkileri ile örnek bir toplum olduğunu ve bu suretle İslamiyetin yayılmasına katkıda bulunduğunu ortaya koymaktadır. Keza, Türklerin yakıp - yıkıcı olmadığını da “hem bu Türkler nereyi alırlarsa imaret ederler" ifadesi ile açıklar.
Tarihlerde, Osmanlıların, Hıristiyanlarla gazası İslam-Hıristiyan çatışmasından çok, Hıristiyanların, Türklerle savaşı olarak takdim edilmektedir. Bu arada,Türklerin yenilmezliği ve kahramanlığı her vesile ile dile getirilir. Neşri, Sırpların Osmanlılara vergi göndermesini Sırp kralının ağzından “'Türkle biz çıkışamazuz' diye ilçi gönderüb yılda bin cebelü ve ellibin vukıyye gümüş virecek oldu” diye ifadelendirir. Yine Neşri, Haçlılar ile Türkler arasında meydana gelen I. Kosova savaşını hikâye ederken Haçlıların kendi aralarında Türkleri nasıl esir edeceklerini, nasıl öldüreceklerini tartıştıklarını anlatır. Kimi urgana bağlayacağından, kimi zincire vuracağından kimi parça parça edeceğinden bahsetmektedir. "Kâfirler"den biri
  Alıntı ile Cevapla