Tekil Mesaj gösterimi
Alt 19-02-2007, 14:37   #10
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Taner Timur, bu hususun Türklerin bir kısmı için söylendiğini teyid etmekle beraber bu yakıştırmaların ve Türk sözünün küçültücü bir anlam içinde söylenmesinin en önemli sebebi olarak Osmanlı yönetici zümresinin etnik saflığını yitirmesine (yani gayr-i Türk unsurların yönetici olmasına) ve Osmanlıların da kendilerini dini terimlerle tanımlamasına bağlamaktadır. Ancak Taner Timur, meseleyi sadece “uygarlaşma süreci” olarak ele almakta ve sorunun uygarlaşmaya direnen Türkmen ve Yörük aşiretlerinden kaynaklandığını ifade etmektedir.


İki Türk imajının da sağlıklı bir şekilde değerlendirilmesi için Osmanlı Devleti’nin kuruluş ve yükselme dönemlerinin birlikte ele alınmasında fayda vardır. Tamamen yalın bir anlayışla ele alındığında Osmanlılar, Anadolu’nun kuzey-batısında küçük bir toprak parçası üzerinde kurulmuş bir beyliktir. Osmanlı tarihçileri beyliğin genişlemesinde temel felsefe olarak gaza ve cihad anlayışını ortaya koyarlar. Gaza ve cihad Hıristiyanlara karşı yapılacağına göre, beyliğin fetih yönü doğal olarak batıya doğrudur. Din, fetih siyasetinin en önemli meşruiyet kaynağıdır. Aynı Osmanlı Devleti’nin fetih siyasetinde bir yön de sahip oldukları toprakların doğu ve güneyine doğru yani geniş Anadolu topraklarına yöneliktir. 13. yüzyılda etnik milliyetçiliğin -henüz- Türkler arasında yayılmadığı, hanedan taasubunun ve topraklara sahip olma duygusunun daha kuvvetli olduğu göz önüne alınırsa bir yanda fetih siyaseti takip eden diğer yanda topraklarını savunan topluluklar için birbirleri “düşman” olarak ortaya çıkar. Nitekim, Osmanlı tarihçileri Anadolu’da Osmanlılara karşı direnen, savaşan ve ayaklanma çıkaran her topluluğu veya teşekkülü düşman sıfatı ile tanımlamaktadır. Bu cümleden olarak, Anadolu’da Osmanlılara karşı direnecek yegane güç bu toprakların mutlak hakimi durumuna gelmiş olan Türkler (Türk hanedanlar) olduğuna göre “düşman”ın etnik kimliği de kendiliğinden belirmektedir. Daha çok süslü ifadeler ile “düşman”ı küçümsemeyi adet edinmiş olan Osmanlı tarihçilerinin velinimetlerin de aynı kanı taşıyor olmalarını bildikleri halde küçültücü ifadelere yer vermeleri ancak velinimetlerini övdükleri bir olaya -daha açık olarak- Osmanlıların Anadolu’ya hakim olmaya çalıştıkları dönemlere denk düşmektedir. Ortada Osmanoğullarının (hanedan/devlet) Anadolu’ya hakim olmaya çalışması ve buna karşı direnen yerli ahalinin mücadelesi vardır.
  Alıntı ile Cevapla