Tekil Mesaj gösterimi
Alt 19-02-2007, 14:46   #3
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

5 – Arazi-i Emiriyye : Butür toprakların mülkiyeti devlete ait bulunmakda idi. Bunlar vergisinin büyüklüğüne ve hizmete göre çeşitli parçalara bölünmüştü. Bu gibi topraklar üzerinde yaşayan kişilere ait olmayıp, bunlar bir kiracı durumundaydılar. Toprak fethedildikden sonra ekilmek, boş bırakılmamak kaydıyla eski sahipleri üzerinde bırakılmış ve yaptıkları ziraat karşılığı ödemekle mükellef tutuldukları vergilerini hazine yerine, o yerin geliri hizmet karşılığı kime bağlı ise ona verilmiştir. Kendileri öldükden sonra ise toprakları ekip-biçmek şartıyla çocuklarına bırakılmıştr. Genel olarak Rumeli toprakları miri topraklardan sayılmıştır.

Miri arazi yirmibeş kısma ayrılmıştır. Bunlardan padişaha gelir olarak ayrılana havass-ı hümayün denirdi. Bunlar mukataa ve iltizam (toprağın idaresi kendi adına birinin üzerine verilme) suretiyle idare olunurdu. İkinci bir kısmı, derecelerine göre gelirleri vezirlere, beylerbeyilerine, sancakbeyilerine v.s. büyük devlet memurlarına ait olan has ismi verilen topraklardı. Üçüncüsü, padişah kızlarına ve ailelerine bağlanmış yerlerdi ki paşmaklık olarak adlandırılmıştır. Dördüncüsü, devler adamlarına hizmetleri dolayısı ile mülk olarak verilen topraklardır; bunlara da malikane denmiştir. Bir kısım topraklar ise fetih esnasında bazı kumandanlara hizmetlerine mukabil verilen, ölümlerinde evladına ve akrabalarına intigal eden yurtluk ocaklık yerleridir. Ayrıca müsellem, yörük, yaya, çingene müsellemi gibi geri hizmet erbabıyla, akıncı beyleri ve akıncıların çeribaşı olan toycalara da miri toprak tahsis edilirdi. Bunlardan başka sarah hizmetlerinde ve yolların emniyeti için derbendlerde bulunanlara da bir kısım tprak verilmiştir.Miri toprakların en önemli kısmı savaşlarda yararlığı görülen kişilere verilen zeamet ve timarlardır. Dirlik ismi verilen ve Osmanlı arazi teşkilatında umumi adıyla timar olarak bilinen bu topraklar gelir yönündençoktan aza doğru üç gurup altında toplanmıştır.

1) Has : Senelik geliri yüzbin ve daha fazla olan toprağa denir. Kelime manası geçim yolu, geçim vasitası demek olup, padişaha verilenlerhavass-ı hümayun adını taşırdı. Buna tımarda ve zeametde olduğu gibi sahib-i arz yerine padişah dirliği de denirdi. Haslar padişahdan başka hanedana mensup kişilere, sultanlara, vezirlere, beyler beyilerine, sancakbeyilerine v.s. verilirdi. Padişah ve hanedana mensup kişilere verilen hasler dışındakiler, vazifede bulundukları süre içinde kendilerine aitti. Azillerinde veya ölümleri halinde bu dirliği kaybederlerdi.
  Alıntı ile Cevapla