Ceneviz döneminde Rusya'nın baharat, ipekli gibi doğu mallarını ve şarap gibi Ege bölgesi ürünlerini Kefe yoluyla aldığını biliyoruz. Buna karşın, kuzeyden güneye kürk, civa, keten gibi mallar ihraç olunmakta idi. Aslında bu ticaret şekli eski çağlara kadar gider. Moskof Büyük Knezi ve asiller özellikle Bursa'nın ipek kemhaları, kadifeleri ve Ege şarabından vazgeçemezlerdi. Osmanlılar Kırım Yarımadası'nda yerleşince, bu ticaretin normal şartlar altında devamı Moskova için önemli bir sorun olarak ortaya çıktı. Çeşitli ağır ticaret resimleri, ölen tüccarın malına Osmanlı makamlarınca el konması başlıca şikâyet konusu idi. Bir İslâm devleti olarak Osmanlı Devleti, kendi ülkesinde Hıristiyan tacirlerin gelip ticaret yapmaları için kapitülasyon dediğimiz imtiyazlar bağışlardı. Tüccarın şahsî malı için özel garantiler tanınırdı. Ve Venedikliler ve Cenevizliler, bu garantiler sayesinde Osmanlı topraklarında serbest ticaret yapma imtiyazını elde etmişlerdi. İşte, Büyük Knez, aynı ticaret garantilerini kendi tebaasına da sağlamak için ortaya çıkan elverişli siyasî havadan yararlanmak istiyordu. Burada belirtmek gerektir ki, Osmanlı Sultanları bu imtiyazları yalnız dost hükümetlere bağışlardı. |