Zamanla Rumlarla Ruslar arasında bir görüş ayrılığı ortaya çıkar; Rumlar hemen yapılacak müdehaleden, Ruslar ise Türk ordularının uzun dönemde oyalanmasından yanadır. Sonradan Vasil Usta anılarında, Sivas'a kadar gidip Niksar, Tokat, Reşadiye havalisinde "genel ayaklanmayı" başlatmak üzere 10.000 kadar gönüllü toplandığını ileri sürmüştür.Çatışmalar eylül ayına kadar yeterince ilerlemiş olmalıki, Vasil Usta Batı Pontus gerilalsının şefi ilan edilir... En sonunda Rusların onu oyalamalarından endişe eden Vasil Usta, 24 Eylül'de büyük bir darbe indirmeye karar verir. 80 adamıyla hem bir cezalandırma eylemi hem de Rusları etkilemeyi amaçlayan bir eylem tasarladığı bir harekat başlatır. Gerçekte bunun, Rusları müdahaleye zorlamak için Türkleri bir şiddet eylemine kışkırtmak üzere girişilmiş bir eylem olduğu anlaşılmaktadır. Bu, Osmanlı İmparatorluğu'ndaki devrimciler tarafından, her zaman aynı sonucu vermemekle beraber sık sık kullanılan bir yöntemdir. Bu kez Vasil Usta'nın yanındaSamsun'daki Yunan konsolosluğunun sekreteri Lazaros Melidis de vardır. Vasil Usta ve adamları Türk köylerinden geçerken Rumlara eziyet ettikleri varsayılan insanları öldürüp evlerini yakarlar. Vasil Usta jandarmaya saldırma cüretinde bulunur. Sonunda Ordu yakınlarında askerler onları yakalar ve yapılan bir meydan muharebesinin ardından Vasil Usta ve 9 adamı 18 Ekim'de Trabzon'a sığınırlar; savaşın sonuna kadar orada kalacaktır. Türklerin bu olaya iki farklı tepkisi olacaktır: Türk çetelerinin giriştikleri karşı saldırılar ve sürgün. Bunlardan birincisi daha çok yerel kuvvetlerin eseri gibi görünmektedir. Müslümanlar arasında da Hristiyanlar kadar asker kaçağı vardır ve İttihat ve Treakki Partisine bağlı eşraf, partinin milliyetçi ilkelerini uygulamaya koymaya hazırdır. Türk çeteleri arasında en ünlüsü Topal Osman'ınkidir, ancak Yunan kaynaklarındaki tanıklıklara göre onun Tirebolu ve Giresun yöresindeki Rum köylerine yaptığı ilk saldırıların 1916 kasımında gerçekleştiğine bakılırsa, bunlar Vasil Usta'nın eylemlerinden sonraya rastlar. |