Bu ilkelerden yola çıkarak, göreve seçilir seçilmez, kendi topluluğuna yönelik yoğun bir kültürel gelişme ve Türk yetkililerle iyi geçinme politikası uygulamaya başladı. 1914 seferberliği sırasında Trabzon valisi Cemal Azmi Bey'le görüşerek şehrin silah altına alınan Rum halkının, Trabzon'da sivil görevlerde görevlendirilmesini sağladı ve böylece Rus vatandaşlığına geçmiş olan Rumların techire uğramasını önledi. İster Rus, ister Alman olsunlar yabancılar karşısında aynı endişeyi paylaşan vali ile metropolit, şehri birlikte yönetmeye başladılar ve 1916'da Rusların şehre girmeleri üzerine buradan ayrılmadan önce Cemal Azmi Bey, şehrin idaresini metropolite bıraktı. Valiyi yolcu ettikten sonra Hrisantos Büyük Dük Nikolay Nikolayeviç'i kabul etti. 1917'de Trabzon Sovyetine katıldı.Rusyanın Kafkasya cephesinin çökmesinin ardından batılı müttefiklerin temsilcileri bu bölgede Türk ilerlemesini durduracak bir kuşak oluşturmaya çalıştılar; bu kuşağa kuzeyden güneye doğru Pontus Rumlarının, Gürcülerin, Ermenilerin ve Urumiye Nasturilerinin katılmaları söz konusuydu. 1917 yazında Hrisantos Trabzon Rum Ulusal Birliğinin oluşturulmasında başı çekti ve bölgenin iç kesimlerindeki köylüleri Rusların bıraktıkları silahlarla donatmaya girişti. Ancak Hrisantos müttefiklerin Tiflisteki girişimnlerine fazla bir başarı tanımıyordu.... Silahlı Rum köylüleriyle Osmanlı ordusunun öncü güçlerini oluşturan Türk çeteleri arasında ilk çatışmalar başlayınca Hrisantos Vehip Paşa'ya bir heyet göndererek Türklerin memleketlerinegeri dönme koşullarını müzakere etmeye karar verdi. Bu sırada iç kesimlerde de silahlı Türk ve Rum köyleri arasında bir barış yada ateşkes anlaşmasına varılmıştı. |