Karaiskos'un gelmesi üzerine, Eftimios'un ekonomik meseleleri hallediş tarzını da pek onaylamayan eşraf piskoposu görevden alıp çetelerin örgütlenmesi sorumluluğunu asteğmene verirler.Asteğmen o sıralardaki sürtüşmaler en üst düzeyine ulaşmış olan çeteleri dolaştıktan sonra, karargahını Samsun'dan yarım saat mesafedeki Hacıismail köyüne kurmaya karar verdi. Bu arada, bir süre önce Mustafa Kemal'in otoritesine başkaldırmış olan Çerkezlerle de ittifak kurdu. Ayrıca Karaiskos bölgeye gelişinin ilk iki ayında Rum çeteleriyle Türk köylüleri arasındaki anlaşmazlıklarda arabuluculuk yapmış, hatta Türk köylerinden birine saldırmış olan bir Ermeni çetesine karşı bir harekat düzenlemişti. ...Trabzon meselesi görüşme masasına Konferans'ın sonuna doğru bir kez daha, kendi kamuoyunu Ermenistan üzerinde manda uygulama konusunda ikna etmeye, bu nedenle de Trabzon'un Ermenistan'a bağlanmasını sağlamaya çalışan Amerikan yönetimi tarafından gerçekleştirilecektir. State Departmanın bu doğrultudaki bir notasına Curzon 19 Nisan'da böyle bir şeyin Ermenistan'ın çıkarı bakımından bile kabul edilemez olduğu cevabını verir. Sorun bir kez de San Remo konferansının 22 Nisan oturumunda tartışılır ve Curzon burada da Erzurum Türklerin elinde olduğu sürece Ermenilerin Trabzon'da hiç bir zaman tutunamıyacağını söyler ve sonunda 24 Nisan oturumunda Ermenistan'ın sınırlarının çizilmesi için Başkan Wilson'a başvurulmasına karar verilir. San Remo Konferansını izleyen Hrisantos ile Constantinidis, 30 Nisan tarihli memorandumlarında artık sadece, yeni kurulacak Türk devleti bünyesinde Pontus'u içine alan bir idari birim kurulmasını ve bu birimin başına Cemiyet-i Akvam tarafından bir vali atanmasını talep edebilmişlerdir. Bunun, Venizelos'un o sırada uzun vadede gerçekleşeceğini düşündüğü çözümün temelini oluşturduğu, Constantinidis'e San Remo'da sorunun ancak yirmi ya da otuz yıl sonra çözülebileceğini söylemesinden anlaşılmaktadır... |