Tekil Mesaj gösterimi
Alt 20-02-2007, 12:22   #6
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Dekor ve konfor beğenisi, eyaletlerde de, Romalı kolonlar, zengin tacirler, memurlar ve askerlerin aracılığıyla geniş ölçüde yayıldı. “Romalılaşma”nın etkisinde en çok batı ve kuzey eyaletleri kaldılar: İspanya, Güney Galya, Ren Germanyası, orta ve aşağı Tuna eyaletleri böyledir. Eyalet kentlerinde Roma örneği kapılar, bazilikalar, su kemerleri, sarnıçlar, havuzlar, çeşmeler, hamamlar, anfiteatrlar ve sirkler yapılıyordu. Yığınla okul açılmıştı; oralarda Latin dili ve edebiyatı okutuluyordu. Eyalet gençlerine konuşma sanatını öğretmek için Roma’dan hocalar geliyordu. Söylevlerin, nazım ya da nesirle yazılmış eserlerin okunduğu genel toplantılar adeta modaydı.
Latince her yerde biliniyordu.
Ne var ki, İsa’dan sonra I. yüzyılın ortalarından başlayarak, Roma İmparatorluğunun köleci çevrelerinde, kültürün her alanında, pek açık bir düzey düşüklüğü görülür. İmparatorluk rejiminin gevşetici, uyuşturucu, paslandırıcı, giderek duygusuzlaştırıp körleştirici etkisinden geliyordu bu. Bu rejimde, özgür durumdaki mülksüzler kadar, lüks içinde yüzen zengin köle sahipleri de şu bakımdan birbirine benziyordu: “Köleler, efendileri karşısında nasıl her türlü haklardan yoksun idilerse, devlet, yani, imparator karşısında köle sahipleri de öyleydi hemen hemen”. İmparatorluk iktidarı, her türlü sosyal düşünceyi, özellikle halktan gelenleri bastırıyordu.
İmparatorların ezici boyunduruğu, bir başka sonuç olarak, köleci toplumun efendileri arasında bile bir boyun eğiş ruhunu yayarken, kamuyu ilgilendiren sorunlara karşı her türlü ilgiyi söndürüyordu. Bu hava, sanatın her alanında, özün zararına, biçimciliğin, yüzeysel etkilerle oyalanma, özentili ve yapmacıklı biçemlerin öne geçmesine katkıda bulunuyordu. Neron’un hocası Seneca’nın o aşırı derecede ince, karışık, anlaşılması güç ve ağzı kalabalık tragedyaları buna bir örnektir; ve o zamanın Roma toplumunun tüm yüksek katlarını saran kötümserliğin sonucu olarak alçakça cinayetler, aşırı duygularla dolu bu eserlerde, trajik öğe ölçüsüz derecede ağır basar. Tumturaklı, içi boş parlak laflarla yazılmış eserlerin bir başka örneği de, zengin ve yüksek yönetici Genç Plinius’un, dalkavukluklarla dolu “Trajanus’a Övgü” adlı kitabıdır;sonraki üç yüzyılda, imparatorlara yaranmak konusunda örnek olmuştur
  Alıntı ile Cevapla