Tekil Mesaj gösterimi
Alt 20-02-2007, 12:23   #13
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

II. yüzyıl boyunca bu gelişme kendisini biraz daha belli etti ve 3. Yüzyılın başlarında hristiyan kiliseleri köklü bir değişikliğe uğradılar. İçlerinden bazıları büyük mülklerin, hazinelerin,hesapsız paraların sahibi oldu. Herhangi bir kilisenin rahibi olmak karlı bir işti; öyle olduğu için de yığınla serüvenci halkın saflığını sömürerek kendini bu görevlere seçtirmeyi başlattılar. Vaazlarda yeni bir şeyin altı çiziliyordu: Köleler efendilerine tabi olmalıdırlar, çünkü her türlü iktidar Tanrı’dan gelir, deniyordu. Birtakım saygın kişilerin, piskoposların, belli bir bölgede bulunan kiliselerin gözetimini ele aldığı görüldü.
Bu piskoposların onayı olmadan, rahip çömezleri, rahip olup görevlerini yerine getiremiyor; vaftiz yapıp törenlere başkanlık edemiyorlardı. Doğunun büyük kentlerinin, İskenderiye ve Antakya’nın, daha sonra da Roma’nın piskoposları, daha da özel bir otoriteden yararlanmaya başladılar. Başka dinlerden alınan ayinler ve törenler çoğaldı. Vaftiz ve kudas ayini, Kibele ve Adonis’e tapanların yaptıkları gibi, “gizemli” bir nitelik aldı; nitraizm, mesihin bir mağarada doğduğu efsanesine gerekçe verdi. Stoacıların özellikle –Engels’in hristiyanlığın vaftiz babası dediği- Seneca’nın öğretilerinin avamileştirilmesi, alçakgönüllülük ve sabır ilkeleri üzerine kurulu bir ahlakın, hristiyan ahlak sisteminin kurulmasına olanak sağladı. I. yüzyılın başlarında yaşamış ve Engels’e göre hristiyanlığın babası olan İskenderiyeli yahudi Philon, yahudi dini ile –yani Judaizm- ile Yunan felsefesini bağdaştırmaya çalıştı. II. yüzyılda ortaya çıkan hristiyan öğretisi ve ondaki “kelam” (logos) Tanrı ile insanlar arasındaki aracılar olarak melekler ve “şeytan” ve bu gibi düşüncesine esin veren o olmuştur.
III. yüzyılda piskoposlar, evrensel ve zorunlu olarak hangi önerilerin ve öğretilerin kabul edilmesi ve hangilerinin mahkum edilip reddedilmesi gerektiğine karar vermek üzere, din kurulları (Synode) oluşturmaya başladılar. Böylece, ilk Hristiyan edebiyatının yanı sıra, dört İncil, Havarilerin İşleri, Mektuplar ve Yuhanna’nın Apokalipsi ilke olarak kabul edilip, ötekiler düzmece diye görülerek yasaklandı; genel olarak, “gerçek öğreti”den (ortodoks) her türlü sapma, tehlikeli yanlışlar olarak ilan edildi. Bunlarla suçlananlar, cezalandırılacak; topluluktan çıkarılacak, hatta lanetlenecekti.
  Alıntı ile Cevapla