Bu dönemde sanatta da değişime rastlanır. XI. Yüzyılın son çeyreğinde mimarların ve süslemecilerin araştırmaları büyük bir biçemin doğuşuna varır sonunda. Aslında bu arayışları istilalar tam kesintiye uğratamamışlardı, ancak her meslekle ilgili formüllerin ve tekniklerin hızla yayılmasına ve ustaların sık, sık karşılaşmasına olanak sağlayan, ulaşımdaki kolaylıklar olmuştur. Matematik deki ilerlemenin de payı vardır bu gelişmede. Bir de dinsel büyük yapıların zenginleştirilmek istemesinin. Ürün fazlasının satışından, aşardan ve kesenekçilerin ödentilerinden gelen paralar yapı malzemelerine ve taşeronlara akar. Para dolaşımının hızlanması, uzmanlaşmış sanat atölyelerinin doğuşuna yol açar. Ancak sanatsal hizmet bu dönemde tek yönde kalır: Tanrıya hizmet ve onu yüceltmek. Bunun içinde kutsal kitabı ve tapınağı süslemek en önde gelen faaliyetlerdir. Mimarlıkta edebiyatta olduğu gibi laik müşteri topluluklarının desteklediği sanatçılar görülmez. En dev yapılar manastırlardır. Çok derin ve ince bir süsleme ve taş işçiliği hakimdir. Bu sanatı niteleyen başlıca öğeler mimarlıkta kubbenin genelleştirilmesi ve süslemede de insancıl ve anıtsal heykelin dirilişidir. Güneyli bir sanat olan Roman sanatının XII. Yüzyılda kuzeye doğru kaydığını görürüz. XII. yüzyıl ile 1320 yılı arasında kalan yıllar Batı ortaçağının klasik dönemi olarak adlandırılır. 1000 yılında başlayan iktisadi gelişmenin hızlandırdığı gelişmeler sonucu Avrupa uygarlığı bir düzene ve dengeye ulaşır. Bu dönem büyük buluşmaların zamanıdır. İlahiyatçıların dogmatik önerilerini karşılaştırdıkları, “özetler”, yargılama ve vahyi uzlaştırma çabalarının yoğunlaştığı zamanlardır. Klasik ortaçağda gördüğümüz bu denge sağlam değildir. Görünen ahengin altında derinlerde bütün değerlerde bir alt oluş, bozulma vardır. Para ve ticaret bugüne kadar bütünüyle tarımsal kalmış bir dünyada her geçen gün daha önem kazanmaktadır ve sosyal düzenin temelleri sarsılmıştır. Monarşilerin güçlenişi, laik düşüncenin doğuşu ve birden gelişimi Hıristiyanlığın iç bağlılığını tehlikeye sokmaktadır. İktisadi sıkıntıların, siyasi huzursuzlukların sıkıntıları şimdiden görülmektedir.
Tarım ekonomisindeki gelişme, tarıma yönelik yeni arazilerin kazanılamaması veya yeni ulaşılan arazilerin verimsiz kalması ve de tarım arazilerinin sınırlarının ormanlara dayanması gibi nedenlerle durmuştur. |