20-02-2007, 12:51
|
#19 |
Guest | Ermeniye’deki bu son gelişmeleri haber alan Aşot imparatordan ülkesine dönmek için izin istedi. İmparator Kostantinos Porphyrogennetos onun bu istediğini yerinde ve onu yanına yardımcı kuvvet olarak verdiği bir Bizans birliği ile İstanbul’dan merasimle uğurladı. Dönüşü sırasında Geoghbe bölgesinde Aşot Sparpet in birliklerinin mukavemetini Bizanslı birliğin yardımıyla kırmayı başaran Aşot büyük bir törenle başşehri Erazgavora döndü.[1] Yusuf Bağdat’an Erdebil’e döndüğü zaman Aşot’un Bizans’ın askeri desteği ile Ermeniye’de faaliyette bulunduğunu gördü. Ermeni asilzadelerinden Aşot Sparapet krala cephe almış ve onun İstanbul’dan dönmesi üzerine Dvin’e sığınmıştı. Katholikos Hohannes tarafından iyi bir insan olarak tanıtılan ve bir çok lise yaptırdığı ifade edilen Aşot Sparapet 909 yılında Yusuf’un yanına giderek onun tabiyetini kabul etmiş ve çeşitli zamanlarda erzak ve zahire temin etmişti. Yusuf kendisine karşı yapılmış olan Bizans Bagratuni ittifakını tesirsiz hale getirmek ve biraz da kurulmuş olan birliği zayıflatmak gayesiyle iki Aşot arasındaki anlaşmazlıktan faydalanma cihedine gitti. Dvin de bulunan Aşot Sparapet’e taç giydirdi. Ve Ermenilere kral olarak onu tanıyacağını ilan etti.[2] Aşot Sparapet Yusuf’un desteğini sağladıktan sonra kral Aşot tarafından işgal edilmiş olan Koghb ve Bagarana döndü. Burada çok kötü bir manzara ile karşılaştı: Bütün evler ve kaleler tahrip edilmiş. Taraftarlarından esir edilenler esir pazarlarında satılmıştı. Bunun üzerine iki aşot arasında mücadele başladı. Fakat ermeni asilzadeleri arasında büyük nüfuzu olduğu anlaşılan Katholikos Hohannes araya girerek onları barıştırdı.[3] Yusuf’un Abbasi halifesi ile ihtilafa düşmesi ve hatta esir edilerek Bağdat’ta hapis edilmesi. Daha önceki yıllarda arazileri Yusuf tarafından zaptedilmiş olan Ermeni asilzadelerini harekete geçirmiştir. Erencak kalesini geri almak için harekete geçtiler. Yusuf’un birlikleriyle yapılan savaşta Simbat’ın sol kanat kuvvetlerine komuta eden kardeşi Vasat’ın maiyetindeki birliklerin[4] savaş meydanını terk etmeleri üzerine Ermeniler mağlup oldular.[5] Yusuf b. Ebu’s-Sac 901 de fiilen 909 da da halife tarafından resmen Azerbaycan ve Ermeniye valisi tayin edildikten sonra bütün askeri gücünü Ermenilerle yaptığı mücadelelere hasretmiş ve ancak 914 yılında Bagratuni kralı Simbat’a karşı kazandığı kesin zaferden sonra doğuya dönme fırsatını bulabilmiştir. İbn el-Furat’ın azledilerek onun yerine Ali b. İsa’nın vezir tayin edilmesi (913) üzerine Ermeniye’deki meseleleri halletmiş olan Yusuf yeni vezire baş vurarak Rey valiliğinin de kendisine verilmesini istedi. Ali b. İsa halife Muktedirden bu hususta bir ferman almaya Muaffak oldu. Rey valiliğinin Yusuf’a verildiği sıralarda bu bölge Samanilerden Nasr b. Ahmed b. İsmail’in elinde bulunuyordu. Yusuf halifenin desteğini sağladıktan sonra kuvvetli bir ordu ile Rey üzerine hareket etti. Yusuf’ta hiçbir mukavemetle karşılaşmaksızın 304 (916-917) yılında Rey’e girdi. Ve ardın da Kazbin, Zencan ve Ebher şehirlerini zaptetti.[6] Yusuf Rey ve çevresini zapettiği sıralarda Bağdat’ta Ali b. İsa vezirlikten azledilmiş ve onun yerine tekrar İbnü’l-Furat tayin edilmişti.(9 Zilhicce 304/ 3 Haziran 917) bu iktidar değişikliği üzerine İbnü’l-Furat’a müracat eden Yusuf Rey ve çevresi valiliğinin Ali b. İsa tarafından kendisine verildiğini ve bu sebeple adı geçen bölgeyi Samanilerin işgalinden kurtardığını belirtiyor. Ve bu valiliğinin tasdikini istiyordu. |
| |