| 
 SAAT BEŞ 
 İstanbul'da elimi kaldırdım
 Biraz içkiliydim, biraz sevdalı,biraz da minareli
 Geleni geçeni durdurdum
 Bakın dedim bakın gökyüzü nasıl eskimemiş
 Bir de şu martılara bakın nasıl alıngan martılar
 İstanbul'da en ince minarede
 Beş tane gözüm vardı mavi
 
 İstanbul'da gözümün birini söndürdüm
 Balıkların yarısı yok oldu gitti
 Hiçbir balığın kuyruğu yok kör oldum
 Ben bir zamanlar yelpazeli kadınlar görürdüm
 Evlerinde kocalarında uykularında
 Yarı yarıya saç yarı yarıya dudak
 Nasıl sıcak olurlardı düşünürdüm
 
 İstanbul'da Divanyolu'nda denizin orda
 Bütün milleti başıma topladım
 Herkes birşeyler söyledi kendine göre
 Bir kadın döktüre döktüre susuyordu
 Yaklaştım yanına elini tuttum.
 Bak dedim martılar ne kadar alıngan
 İşte tam bu sırada saat beşi vurdu
 
				__________________Gönlümle baş başa düşündüm demin;
 Artık bir sihirsiz nefes gibisin.
 Şimdi tâ içinde bomboş kalbimin
 Akisleri sönen bir ses gibisin.
 
 Mâziye karışıp sevda yeminim,
 Bir anda unuttum seni, eminim .
 Kalbimde kalbine yok bile kinim .
 Bence artık sen de herkes gibisin.
 
 Eylül 2008
 
 
 
 |