Tekil Mesaj gösterimi
Alt 26-02-2007, 10:03   #5
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Programın başarısı için özelleştirme uygulamalarının da hedeflerine ulaşması büyük önem taşımaktadır. Ancak 2000 yılında 7,5 milyar dolarlık özelleştirme hedefine karşılık gerçekleşen oran 3,5 milyar dolar seviyesinde olmuştur.
Programın belki de en büyük riski, uygulama aşamasında kararsız kalmakla ortaya çıkmaktadır. Bu süreçte gelir dağılımı bozukluğuyla sosyal sorunların ağırlaştığı ve toplumsal barışın bozulduğu görülmektedir.
22 Kasım’da ortaya çıkan finansal kriz ile birlikte bu tarihte bankalar arası piyasada gecelik borçlanma basit faizi üç kat artarak %110,8’e fırlamıştır (en yüksek %210). Ortalama gecelik faiz ise 15 Kasım tarihinde %81,45 olmuştur. Faiz sonraki günlerde düşmüştür ve sıçrama kamu kesimi maaş ödemesine bağlanmıştır ancak daha önceki aylarda böyle bir sıçrama yoktur.
2000 başından itibaren gecelik faizlerde gözlemlenen dalgalanma, Ağustos ve Eylül aylarında önemli ölçüde yükselmiştir. Faizlerdeki bu yükselmeyle birlikte finansal piyasalarda bir baskı ve gerginlik ortamı oluşmuştur. Bu nokta kriz ortamına gidildiğinin açık sinyalleri görülmektedir.
22 Kasım ve sonrasında TCMB’nin döviz rezervlerinde de önemli bir azalma gözlemlenmiştir. TCMB, 17-24 Kasım haftasında yaklaşık 3 milyar dolar, 24 Kasım-1 Aralık haftasında ise 2,5 milyar dolarlık döviz rezerv kaybı yaşamıştır. Döviz rezervlerinde hızlı erime de finansal piyasalardaki baskının ve gerginliğin derecesini yansıtmaktadır.
Finansal piyasalarda baskının derecesini ölçmek için genelde kabul gören yöntemlerden biri, faiz oranı, döviz kuru ve resmi döviz rezervi değişmelerinin ortalamasından bir “finansal baskı endeksi” (FBE) oluşturmaktır. Bu hesaplamada döviz rezervi değişmesi endekse eksi işaretli olarak alınmalıdır. Söz konusu olan endeks genellikle ağırlıksız olarak hesaplanmaktadır. Bu hesaplamayı formülize edersek;
FBE=Faiz % Değişmesi+Döviz Kuru % Değişmesi-Döviz Rezervi % Değişmesi

Bu endeksin belli bir düzeyi aştığı durumda artık kriz var demektir (endeks değeri ortalamasını 1-1,5 aşarsa).
Ancak Türkiye’de böyle bir endeks hesaplanmamıştır. Kasım ayında döviz kurunda değişme olmamasına karşılık, faizlerdeki artışın ve döviz rezervlerindeki erimenin boyutu dikkate alınırsa, herhangi bir baskı endeksinin herhangi bir kriter göre krizi göstereceği açıktır.
  Alıntı ile Cevapla