Tekil Mesaj gösterimi
Alt 26-02-2007, 10:15   #2
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

krizin başlaması :
bankaların döviz temini için en büyük satıcı TCMB, kaynak ise ağırlıklı olarak devlet tahvili ve hazine bonoları olduğundan, bankalar ellerinde bulunan tahvil ve bonoları satarak likidite elde etmeye ve bununla da döviz satın almaya başladılar. bu durum, hazine bonosu fiyatlarının ve gecelik faizlerin %2000 ‘ lere doğru yükselmesine yol açtı. tcmb , ımf ‘ye verdiği söze rağmen piyasaya likidite sağlamaya karar verdiyse de , bu kararında geç kalmıştı.
bu operasyon tcmb’nın kullanılabilir döviz rezervi olan 7 milyar usd’nın erimesine yol açtı.
bu likidite krizinde en fazla etkilenen kurumlar ise aktifinin ağırlığını %30-35 seviyelerinde maliyetle hazine bonosu bulunduran demirbank gibi birkısım bankalar olmuştur. bu bankalar özkaynaklarından fazla zarar etmeleri sebebiyle tasarruf mevdutaı sigorta fonuna devroldular.
likidite krizine düşen bankalar , piyasaya olan kredilerini durdurdular,hatta bir kısmı bu kredileri geri çağırdı. sanayi ve ticaretin finansmanı için kullandırılan kredilerin faizleri %300-400 seviyelerine çıktı.özellikle tüketici kredilerinin de durdurulmasıyla başta otomotiv olmak üzere birçok sektörde talep bıçak gibi kesildi.sanayi üretimi yavaşladı ,stoklar arttı , bazı fabrikaların üretimi durdurduğu görüldü.(örneğin tofaş, bosch ).
zaten kaynak yetersizliği içerisinde çalışan orta ve küçük ölçekli firmalar ise, gerek talebin daralması (paranın tüketimden repoya kayması nedeniyle) ,gerekse bankaların kredi kullandırmamaları,kullandırılsa bile faizin astronomik olması sebebiyle krizden daha kötü etkilenmişlerdir.
başka çare kalmadığını gören hükümet ımf ‘ e ek niyet mektubu ile ilave taahhütlerde bulunarak, mali yardım sağlamış, piyasadaki likidite durumunu rahatlatarak faiz oranlarını aralık ayı boyunca kademeli olarak düşürmüştür.bu kriz döneminde ülkeden çıkan döviz tutarının 7 milyar usd civarında olduğu tahmin edilmektedir.
  Alıntı ile Cevapla