Tekil Mesaj gösterimi
Alt 26-02-2007, 10:51   #7
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

5. ÇEVRE’NİN ARTAN GÖRELİ GERİLİĞİ VE KÜLTÜREL AYRIMCILIK

1.Gelir düşerken artan dış borçlar

Çin ve Hindistan dışındaki DGÜ ve alt-orta gelirli ülkeler de kişi başına yıllık ortalama gelir artışı, 1960-79 arasında pozitif rakamken 1985-95 arasında negatif rakamlara dönüşmüş. Buna karşılık 1960-79 arasındaki kişi başına yıllık gelir artış hızını tutmasalar da, merkez yeni ekonomik düzenin devreye girdiği 1985-95 arasında en yüksek oranı tutturabilmiş.

İşleyen serbest piyasa mekanizması, Çevre ‘ den Merkez’ e, başta dış borçların faizi ve Merkez sermayesine ilişkin karları aktarmak yoluyla Çevre’ nin yatırım kaynaklarını öyle kurutuyor ki, özel sermaye girişlerinin büyüme yaratması olanağını ortadan kaldırıyor. Ayrıca dış borçlanma, artan mali işlem talebinden kaynaklanıyor. Öyleyse gelir artışı yaratmayan bu borçların faizleri ve taksitleri nasıl ödenecek?

Yeni gelişen Çevre sermaye piyasalarındaki spekülatif oyunlar teşvik edilerek pompalanan sermaye kazançlarını dış sermaye Merkez'’ aktarırken Çevre yatırım yapamıyor, büyüyemiyor.

2. Çevre’ ye Kültürel Dışlama

Dış borçların büyüdüğü bir ortamda Merkez Çevre karşısında kültürel ayrımcılığı benimser. Kültürel ayrımcılığın ekonomik yaptırımlara batı tarafından alet edildiğinin göstergesi insan hakları ilkeleridir. AB, Türkiye’ yi tam üye adayları listesine almak istemiyor veya kredileri askıya almak istiyorsa, insan hakları ihlali bunun gerekçesi oluyor. Çünkü Çevre buna uymuyor varsayımı var.

Merkez Çevre’ ye ayırım yapmakla yetinmedi 1990 ‘ lı yıllarda yeni dünya düzeni ile Çevre’ yi tam denetimi altına aldı. Yani bir Çevre ülkesi Merkez’ in çıkarlarını tehdit etmeye kalktığında karşısında tek vücut olarak bütün Merkezi bulacaktı. BM yeni siyasal düzende hizaya getirilmesi gereken Çevre’ ye karşı Merkez’ in örgütlenmesi ne aracılık etmeye başladı.
  Alıntı ile Cevapla