Tekil Mesaj gösterimi
Alt 26-02-2007, 11:49   #3
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Tam da ABD ekonomisi zayıflığını göstermeye başladığında, imparatorlarının askeri sahada kaslarını esnetmeye çalışmaları hiç de tesadüf değildir. Hem dünya kaynakları (petrol) üzerinde politik ve ekonomik kontrolü tekrar kurmak için, hem de İmparatorluğun gerçek doğasını sorgulamaya başlayabilecek kafası karışık durumdaki insanları ikna etmek için, askeri güçlerini kullanmak zorundadırlar. Irak’a karşı bir savaş, insanları “asıl mesele ekonomi, sersem!” düşüncesinden uzaklaştıracak ve onları Orta Doğu’nun Hitler’ine meydan okumak ve onu yenilgiye uğratmak zorunda olduğumuz fikrine yönlendirecektir. Bu Hitler, şimdi onu suçlayan İmparatorluğun tam da kendisi tarafından büyütüldü ve desteklendi. Kendi halkına ve binlerce İranlıya gaz bombalarıyla saldırırken, onu durdurmak için hiçbir şey yapılmadı. Sadece durumu yanlış değerlendirip, aynı derecede demokratik olmayan bir grup hayduttan Kuveyt’i almaya kalkıştığında Hitler oluverdi. Aslına bakılırsa İmparatorluk, kendi petrolüne mukayyet olması için Saddam yerine Kuveyt Şeyhliğini tercih ettiğinden, Saddam’ın gitmesi icap etti.
11 Eylül’den sonra Saddam Hitler’den beter hale geldi. Birdenbire, Şer Ekseninde yer alan diğerleriyle birlikte El-Kaide’nin dostu oluverdi. İşte İmparatorluk için düşüşün başlangıcı bu noktadır (eğer henüz çökmemişse). İmparator Bush ve Senatosu, onun iradesi önünde secdeye durmayan her “barbar”a saldırmayı kafaya koymuş görünüyor. “Gönüllüler ittifakı” aracılığıyla, Irak’tan sonra Kuzey Kore’ye, daha sonra belki İran ve Suriye’ye, hatta Libya ve Küba’ya da saldırmayı kafaya koymuş durumdalar. Görünüşe göre, kabus gibi bir diktatörlüğün varlığına rağmen Burma veya milyonlarca insanın diktatörlük tarafından öldürüldüğü ya da yerlerinden edildiği Çin bu listenin dışındalar. Ama bu “barbarlar”, İmparatorluğun çıkarlarını tehdit etmiyorlar, o yüzden de eksene dahil değiller.
Fakat bu sürekli savaş planı, İmparatorluğun başedebileceğinden daha pahalıya malolmayacak mı? Irak’a karşı yapılacak savaşın maliyeti iyimser rakamlara göre 50 milyar dolar olacak. Bu iyimser tahmin, birkaç hafta içinde kazanılacak hızlı bir zafere ve Batıyla dost yeni bir hükümetin kurulmasından önce Amerikan birliklerinin sadece iki aylık işgaline dayanıyor. Daha kötümser bir görüş ise savaşın birkaç ay sürmesi ve işgalci kuvvetlerin en azından iki yıl kalmak zorunda olmasıdır (o zaman Afganistan’dakine benzer bir durum ortaya çıkacaktır). Ve dost bir hükümetin yaşaması isteniyorsa, o takdirde yıkılmış bir ekonominin yeniden inşa maliyetini de eklemek gerekir. Bu da 150 milyar dolar civarında bir maliyet demektir; büyük ama altından kalkılabilir bir rakam.
Gerçek sorun şudur. Eğer savaş ve dolayısıyla işgal uzarsa, petrol fiyatları çok yüksek seyretmeye devam eder (şu an varil başına 40 dolar civarındadır). Bu da İmparatorlukta ve onun Batıdaki uydularında maliyetleri dramatik ölçüde arttıracaktır. Harcamalar düşecek ve dünya ekonomisi resesyona sürüklenebilecektir. Bu üretim kaybının maliyeti yaklaşık 1,5 trilyon dolardır. Bu rakam, gelecek beş yıl içindeki dünya yıllık GSMH büyümesinden %1’lik bir eksilmeye eşdeğerdir.
Mevcut durumda bile dünya ekonomisi pek hızlı büyümemektedir. İmparatorluğun kendi ekonomisi 2002 sonlarında yatay bir seyir izledi. İngiliz ekonomisi sadece %1’den biraz fazla büyüdü. Alman ve Japon ekonomileri kıpırdamadı. Eğer gelecek birkaç yılda yıllık büyümeden %1 daha eksilirse, resesyon ve durgunluk kaçınılmaz olacaktır. Üstelik bu, İmparatorluğun bir sonraki kapışmaya (nükleer silahlara sahip Kuzey Kore’yle ya da başka bir ülkeyle) geçmesinden önce böyledir.
İmparatorluk, tam da her şeye gücünün yeter göründüğü bir zamanda adeta kendisini aşan ölçüde sağa sola uzanmış bir halde bulabilir. Roma imparatorluğunun ekonomik iflası, politik bölünmeyi ve çöküşü de beraberinde getirmişti. Aynısı 21. yüzyılın bu başlangıç döneminde Amerikan imparatorluğunun başına da gelebilir, tıpkı 20. yüzyılın başlarında İngiliz imparatorluğuna olduğu gibi. Şu anki durumla köleci Roma imparatorluğu arasındaki fark, dünyada Amerikan kapitalist imparatorluğunun yerine değişim için yeni bir örgütlenmeyi koyabilecek bir gücün olmasıdır: işçi sınıfı. Amerika’nın gerilemesi ve nihayetinde çöküşü, eğer işçi sınıfı başarırsa anarşi ve barbarlık anlamına gelmeyecektir.
28 Şubat 2003
  Alıntı ile Cevapla