Tekil Mesaj gösterimi
Alt 26-02-2007, 14:31   #8
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

BIRAKINIZ YAPSINLAR MI, HÜKÜMET MÜDAHALESİ Mİ

ABD hükümetinin iş çevrelerine yönelik politikasının kuramsal temeli Fransızca “laissez-faire (bırakınız yapsınlar)” yani “kendi hallerine bırakın” deyimiyle özetlenebilir. Söz konusu kavram 18’inci yüzyılda yaşayan İskoçyalı ekonomist Adam Smith’in ekonomik kuramlarına dayanmakta olup onun yazıları Amerikan kapitalizminin güçlenmesi üzerinde büyük etki yaratmıştır. Smith özel işletmelerin tümüyle serbest bırakılmaları gerektiğine inanıyordu. Kişisel çıkarları dürtüsüyle iş gören bireylerin faaliyetlerinin piyasalar serbest ve rekabete açık olduğu sürece topluma daha büyük yararı dokunacağını söylüyordu. Smith sadece serbest teşebbüsün temel kurallarının hazırlanmasında bir tür hükümet müdahalesini hoş görüyordu. Buna karşılık, bireylere karşı güven ve otoriteye karşı güvensizlik üzerine kurulmuş olan Amerika’da bırakınız yapsınlar görüşünü savunduğu için beğeni kazanmıştır.

Bırakınız yapsınlar görüşüne olan bağlılık yine de özel işletmelerin çok kez yardım için hükümete başvurmasını engellemedi. 19’uncu yüzyılda demiryolu şirketleri arazi bağışlarını ve parasal desteği kabul ettiler. Güçlü yabancı rekabetle karşı karşıya kalan endüstriler uzun süredir ticaret politikasında daha geniş korumacılığa yönelinmesini isteyegeldiler. Hemen hemen tümüyle özel ellerde bulunan Amerikan tarımı çeşitli hükümet yardımlarından yararlandı. Pek çok başka endüstri de vergi kolaylıklarından açık parasal desteğe kadar yayılan çeşitli hükümet yardımları peşinde koştu ve bunları elde etti.

Özel endüstri üzerindeki hükümet düzenlemeleri ekonomik ve toplumsal olarak iki sınıfa ayrılabilir. Ekonomik düzenlemeler en başta fiyatları kontrol etmeyi amaçlar. Kuramsal olarak tüketicileri ve belirli şirketleri (genellikle küçük şirketleri) daha güçlü diğer şirketlere karşı koruma amacı güden ekonomik düzenlemeler çok kez piyasada rekabet koşulları tümüyle uygulanmadığı ve bu nedenle de gerekli güvencelerin kendiliğinden sağlanamadığı ileri sürülerek haklı gösterilir. Buna karşın ekonomik düzenlemeler sık sık şirketlerin arasındaki, kendilerinin yıkıcı olarak tanımladıkları, rekabeti önlemek için geliştirilir. Toplumsal düzenlemeler ise daha güvenli iş yerleri ya da daha temiz çevre gibi ekonomik olmayan amaçlara yöneliktir. Toplumsal düzenlemeler şirketlerin zararlı faaliyette bulunmalarını zorlaştırmak ya da yasaklamak veya toplumsal açıdan yararlı görülen davranışları teşvik etmek amacı güder. Sözgelimi hükümet fabrika bacalarından yayılan gazları kontrol eder ve çalışanlarına belirli standardlara uygun sağlık ve emeklilik yardımı sağlayan şirketlere vergi indirimleri uygular.
  Alıntı ile Cevapla