Tigana çizgiyi aştı
Beşiktaş "süper" futbolculardan kurulu bir takım değil. Öyle olsa, bu takım 22 hafta sonunda zirvede "tek başına" kalır, kalan maçları "formalite" olarak tamamlayıp, elini kolunu sallayarak şampiyonluğa ulaşırdı. Peki Beşiktaş için "kötü takım" diyebilir miyiz? Asla... Bu sorunun yanıtı kesinlikle "hayır" olur. O zaman, "süper" olmayan, "kötü" damgası da vurulamayan Beşiktaş'ın, "tarifi" nedir diyeceksiniz... Tarifi şu... Beşiktaş, bu ikisi arasında "iyi takım" olabilirdi. İnanılır gibi değil ama "iyi takım" olmayı, sezon başından bu yana sanki bundan zevk alıyormuşcasına "bir kişi" ısrarla engelledi. Kim bu? Kim olacak, Tigana...

Haftalar boyu "bozuk" sistemin Beşiktaş'ı bir yerlere götüremeyeceğini anlatmaktan dilimizde tüy bitti. Tigana, "rica minnet" son 9 hafta, lütfedip sistemi düzeltirken ve de iyi sonuçlar gelmeye başlamışken; modası geçmiş yeni bir "icat" geliştirdi. Neydi o? Çizgi defans... Yani futbol literatüründe çoktan tedavülden kalkmış "ofsayt" taktiği... Defansı ileride kurma, arkada "30 metre" boşluk bırakma gibi "ilkel" bir oyun tarzı... Beşiktaş, son Konya ve Trabzon maçlarını birbirinin "kopyası" olan bu sistemin getirdiği "komik" gollerle kaybedip, zirvenin uzağına düştü. Tigana kaynaklı "bünyeye uymayan" eski "arızalı sistem" ve düzelmiş olanı "kurcalayıp" bozduğu yeni sistem; Beşiktaş'a 11 deplasman maçında tam 22 puan kaybettirdi. "Doğru takım" ve "doğru yerleşim planı", bu kayıpların en az yarısını önler ve Beşiktaş bugün üç puan farkla lider olurdu... Bütün bunlar galiba "tazminat sisteminin" sonucu... Ben böyle hoca görmedim!..