| 
 Ağıt 
 Her şey güzeldi bir zaman, çok önce
 Şehirler, insanlar, güneş deniz
 Mutluluğumu görebilirdiniz
 Çökmeseydi içime bu son gece
 Her şey bir anda bitmeseydi, yazık
 Olmasaydı gençliğime aptalca
 Belki de o yerlere varırdık
 O uzak dağlara ulu: koskoca
 Orada her şey değişirdi belki
 Açardı umutlarımız bakarsın
 Ateş rengi, kan rengi güller gibi
 Toprağında kimbilir hangi aşkın
 Oysa şimdi nerdeyiz, neyiz bak
 Her umut belirtisinden uzağız
 O sevilmiş gözlerde saf ve berrak
 Bir ayna bile yok bakacağımız
 Her şey kurşuni bir renk almış, soğuk
 Bozkırlardır uzayan önümüzde
 Kime baksan o yüz: veremli, soluk
 Tek mavi kalmamış gökyüzümüzde
 Her yerde bitmişliği güzelliğin
 Kum kamyonları putreller betonlar
 Sonra ta beşikten mezara değin
 Sıfırlar, yüzler, binler ve milyonlar
 Hadi öl bakalım ölebilirsen
 Zincirlerle bağlıyken yaşamaya
 Omuzla yükünü, hadi yalnız sen
 İsterse gücün olmasın taşımaya
 Yenik düşmüşüz işte gerçek ortada
 Çökmüş boynumuza zulmün elleri
 Bir tutsak, bir dolap beygiri ya da
 Bir mahkum gibiyiz kaç yıldan beri
 Yargıç hükmünü çoktan vermiş oku
 Boynundaki yaşamak fermanını
 Yaşamak sonra ölmek; iki korku
 Geri getirmezken bir anını
 Terkedilmiş şehirleri bilirsin
 Bilirsin gömülmüş uygarlıkları
 Ve düşün ki; patlaması bilincin
 Yırtmaya yetmiyor karanlıkları
 Öyleyse çek sapla göğe bıçağını
 De ki; benim işim tanrılıktan güç
 Benim hem yüksek, hem en aşağı
 İşte ellerimde sonsuzluk ve hiç
 De ki; Ömür verdin; en büyük yalan
 De ki; Beden verdin; içi boş ve kof
 İşte! Yüce eserin, işte insan
 Ve yırt göğsünü, bağır: Of Tanrım of.
 
 
 Ümit Yaşar Oğuzcan
 
				__________________ 
 
 
 Besiktas JK
 
 
 
 
 
 .
 
 |