Tekil Mesaj gösterimi
Alt 28-02-2007, 12:41   #30
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Kıbrıs
ABD bir kez daha Kıbrıs sorunu konusunda Türkiye ile Yunanistan’ın anlaşmaya varmasına aracılık etmesi için AB’ye baskı uygulamaya çalışıyor. Fakat konuşmak yapmaktan daha kolaydır. Söylemeye gerek yok ki, bizler Kıbrıs’ın yeniden birleşmesini savunuruz. Çeyrek yıllık bir bölünmeden sonra sorun çözülmeden duruyor. Kıbrıs’ta hem Rum hem de Türk tarafı, Türkiye’nin ve Yunanistan’ın herhangi bir müdahalesi ve provokasyonu olmadan barış içinde yaşamak istiyor. Türkiye’deki halkın büyük bir bölümü de Kıbrıs sorunundan yılmış durumda. Türk halkı barışçıl bir çözümden yana ve hükümetin ve MHP gibi faşist partilerin provokasyonlarına karşı. Türkiye’nin AB’ye girmesine can atan liberal burjuvazi ise Kıbrıs’ın güney ve kuzey taraflarının birlikte AB’ye girmesinin Türkiye’nin yararına olacağını vurguluyor.
Kuzey Kıbrıs’taki işçiler hiç şüphe yok ki Türkiye’nin postalı altında kalmaktansa birleşik bir Kıbrıs’ı, hatta AB zemininde birleşmiş bir Kıbrıs’ı tercih ederler. Türkiye’nin işgali onlara baskı ve yoksulluktan başka bir şey getirmedi. 15 Kasım 1983’te “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti”nin ilânı, Kuzey Kıbrıs’ı tümüyle Türkiye’nin insafına bırakmaktan başka bir işe yaramadı. Adanın bu kesimi, mafyanın ve kara paranın hüküm sürdüğü ve halkın geçim araçlarının kuruduğu bir duruma düştü.
Bununla birlikte, yeniden birleşmeye karşı çıkan güçlü çıkar çevreleri var. Geçmişte Rum egemenliği altında uğradıkları baskılar, Kıbrıslı Türklerin anılarından silinmiş değildir. Türk egemen sınıfın en gerici kanadının desteğini alan Denktaş açıkça birleşmeye karşıdır. Eskiden İngiliz sömürge yönetiminin savcı vekili olan bu zat, 27 yıldır adada Türkiye’nin sömürge valiliği rolünü oynamakta ve karşıtlarını susturmak için entrikalara başvurmaktadır. Halkın anlaşmaya doğru adım attığı her seferinde, sonunda anlaşma sabote ediliyor ve halkın umudu kırılıyor.
Önemli çıkarlar söz konusu olduğu için, sallantılı bir anlaşmaya varabilmeleri teorik olarak dışlanamaz. Fakat bu hiçbir şekilde kesin değildir. Denktaş ancak kendisine etkin bir kontrol bırakacak olan gevşek bir konfederasyona tahammül edecektir. Kıbrıslı Rumların istediği bu değildir. Diğer yandan geri dönüş hakkı, mülkiyet hakları, Türk yerleşimciler sorunu ve hepsinden önemlisi Türk ordusunun varlığı sorunu vardır. Türkiye’nin AB’ye üyelik sorunu da bir çözüme ulaşmaktan uzaktır. Ve Türk gericiler, Türkiye’nin tutumunun yumuşamasını savunanları “Kıbrıs’ı satmakla” suçluyorlar ve Kıbrıs Türk kesiminin ilhakını savunuyorlar.
Eninde sonunda Kıbrıs’ın kaderini Yunanistan ve Türkiye’deki devrimlerin kader belirleyecektir. İşçi sınıfı için tek gerçekçi çözüm, tüm adayı kucaklayacak olan sosyalist bir federasyonun kurulmasıdır. Fakat Kıbrıs devriminin kaderi Yunanistan ve Türkiye’deki devrimlere bağlı olduğundan, hedefimiz Türkiye’yi ve Yunanistan’ı da içeren daha geniş bir sosyalist federasyon kurmak olmalıdır.
  Alıntı ile Cevapla