Fakat böyle bir gelişme tamamıyla mümkündür ve gelecekte Venezuela, Kolombiya, Peru ya da Ekvador gibi ülkelerde gerçekleşebilir. Bir taraftan azgelişmiş kapitalist ülkelerde özellikle keskin biçim alan kapitalist sistemin açmazından, diğer taraftan öznel faktörün (parti ve önderlik) zayıflığından ya da eksikliğinden ve ileri kapitalist ülkelerdeki sosyalist devrimin gecikmesinden kaynaklanan bu tür gelişmelere hazırlıklı olmalıyız.
Bu sosyalizm değil, deforme bir işçi devleti, proleter Bonapartist bir rejim olurdu. Böyle bir rejime, emperyalizm karşısında eleştirel destek vermek zorunda olurduk, çünkü bu rejim kapitalizme göre ilerici olurdu –Çin ve Küba gibi. Fakat bunun sosyalizmle hiçbir ortak yanının bulunmadığını da açıklamak zorunda olurduk. Asıl görevimiz, proletaryanın önder rolünü, toplumun sosyalist dönüşümünü gerçekleştirebilecek tek sınıf olduğunu açıklamaktır.
Stalinist ve diğer küçük-burjuva gerilla hareketlerinin temel zayıflıklarından biri, onların ulusal sınırlılıkları ve enternasyonal bir perspektiften yoksun oluşlarıdır. Tek ülkede sosyalizm fikrinin gerici bir ütopya olduğu artık ortaya çıkmıştır. Rusya’da Stalinist bürokrasi, geri bir ülkede, dünya ekonomisinden kopuk bir şekilde “sosyalizmi inşa etme” vehmine kapılmıştı. Bu, rejimin korkunç totaliter yozlaşmasına ve en sonunda kapitalist restorasyona yol açtı. Aynısı Çin için de doğruydu. Eğer Çin ve Rusya gibi devasa ülkeler problemlerini bu yöntemle çözemedilerse, Kolombiya ve Venezuela gibi ya da hatta Arjantin ve Brezilya gibi küçük ve zayıf ekonomiler nasıl çözebilir?
El Salvador ve Nikaragua’daki devrimlerin sağlıklı işçi devletleri olarak sonlanma potansiyelleri vardı, ama onları açmaza sürükleyen gerillacılar tarafından yoldan çıkarıldılar. Fakat sağlıklı işçi devletleri olarak sonlansalardı bile, kendi sınırları içinde kitlelerin sorunlarını çözmeyi asla başaramazlardı. Sorunlarını ancak, devrimi önce tüm Orta Amerika’ya ve ardından Latin Amerika’nın geri kalanına yayarak çözmeye başlayabilirlerdi.
Enternasyonalist bir perspektif olmaksızın, Latin Amerika’nın ya da hatta Orta Amerika’nın sorunlarını çözmek imkânsızdır. Gerillalar iktidarı alsalar ve yeni proleter Bonapartist devletler kursalar bile, sorunların pek azı çözülebilir. Yaşadığımız çağda, dünya ekonomisinin ezici ağırlığı bunu imkânsız kılmaktadır. Küçük-burjuva gerilla liderlerinin dar milliyetçilikleri, çözüm üretmek için çok zayıf olan bu ülkelerin ekonomilerinin nesnel taleplerine aykırı düşmektedir. |