İstikrarsız bir rejim
Görünürdeki başarılarına rağmen, mevcut rejim oldukça istikrarsızdır. Onun başarıları, iç gücünden değil ciddi bir muhalefetin olmamasından kaynaklanmaktadır. Rus kapitalizminin geleceği güllük gülistanlık değildir. Rus kapitalizmi tekelci kapitalizm olarak başladı ve tekeller daima fiyatları sabitleme eğilimindedir. Fakat bu büyük tekelci gruplar, devletleştirme lehinde bir argümandır. Sermayenin egemenliği halk için katlanılmaz hale gelecektir.
Rus işletmelerinin yaklaşık %40’ı zarar etmiştir (The Economist, 1/12/2001). Bu durum, son yirmi yılda görülen iki en iyi yılın arkasından gerçekleşmiştir. Devalüasyonun etkisi geçtikçe, ithalat tekrar hızla yükseliyor. Petrol ve gaz gibi hammaddeleri bir kenara koyarsak, ihracat hâlâ çok az. Birçok Rus sanayisi, dünya pazarlarında rekabet edecek kapasitede değil. Makineler ortalama 16 yaşında ve eskiyorlar. Yönetim çoğunlukla ilkel ve çürümüş. Milyarlarca dolar çalınmış.
Tayin edici sorun, Rusya’nın dünya ekonomisiyle ilişkisidir. Rus Bürokrasisinin yazgısını belirleyen şey, dünya piyasasının gelişmesiydi. Şimdi Rusya eşi görülmedik ölçüde dünya piyasalarına katılıyor. Fakat bu, bir sonraki çöküşte kötü vurulacağı anlamına geliyor. Bu her şeyi gerisin geri eritme potasına fırlatacaktır. Özellikle dünya piyasalarında petrol fiyatlarının düşmesinin ciddi etkisi olacaktır. Rusya’yı dünya ekonomisine daha sıkı bağlayarak yeni facialar hazırlıyorlar. Kapitalizmin dünya krizinin Rusya üzerinde büyük bir etkisi olacaktır ve bu da her şeyi yeniden sarsacaktır. En sonunda, Rusya’yı bir arada tutacak bir planın zorunlu olduğu net hale gelecektir. Kriz Rusya’yı vurduğu ve bir kez daha kaosa sürüklediği ölçüde, planlı ekonomiye geri dönüş talebi güçlenecektir.
Devalüasyonun ve yüksek petrol fiyatlarının sonucu olarak, ekonominin büyümesinin sınırlarına ulaştığına dair zaten net göstergeler bulunmaktadır. Analizciler, 2000’deki %9 ve 2001’deki 5,1’lik büyümenin 2002’de %3 ilâ 4’e düşeceğini tahmin ediyorlar. Bu kısmen, yüksek enflasyonun –geçen yıl %18,6–rublenin değerini yükseltmesinden kaynaklanıyor. 1998 devalüasyonunun etkileri şimdi yavaş yavaş azalıyor. 2002 baharında Rus sanayisi, paranın çökmesinden elde ettiği maliyet avantajının yaklaşık dörtte üçünü çoktan kaybetmiştir. Öte yandan, sermaye yatırımı –kapitalist ekonominin gerçek can damarları– inatla düşük kalmaktadır. Geçen ayların rakamları, yatırımın keskin biçimde zayıfladığını göstermiştir; 2001 Aralığındaki yıllık %10,5’luk büyümeden, 2002 Ocağında %7 ve Şubatında %4’e. Rus kapitalizminin Aşil topuğu burasıdır. Diğer yandan enflasyon yükselmektedir. Ekonomik mücadelenin yükselmesi için koşullar olgunlaşmaya başlıyor.
Şu an kitleler politikaya karşı ilgisiz ve aldırmaz görünüyor. Bu hiç de şaşırtıcı değil. Onyıllarca devam eden Stalinist totalitarizm, işçi sınıfının bilincini geriletmiştir. Şimdi işçiler başka bir alternatif görmüyorlar. Gençlik, kafası karışık ve yabancılaşmış durumda. Stalinizmin mirasının korkunç psikolojik etkisi var, özellikle de daha genç nesiller üzerinde. RFKP kapitalizm yanlısı politikalar izliyor. Tüm cephelerde teslim oldu. Aynı şey FNPR için de geçerli. Bu yüzden ortada gerçek bir muhalefet yoktur. Bu böyle devam etmeyecektir. Kapitalizmin ürettiği dayanılmaz çelişkiler işçi sınıfını tekrar tekrar mücadeleye zorlayacaktır. On yıl önce işçiler arasında bile kapitalizm hakkında yanılsamalar vardı. Artık yok. İşçiler, kendi deneyimleri sonucunda, özelleştirmenin hırsızlık olduğunu ve sözde pazar ekonomisi temelinde hiçbir çıkışın mümkün olmadığını anladılar. Eninde sonunda, işçi sınıfı devrimci sonuçlar çıkarmaya başlayacaktır. Sınıf mücadelesi esnasında, genç nesil, Rus işçi sınıfının gerçek geleneklerini –1905 ve 1917’nin geleneklerini, sovyetleri, Bolşevizmi– yeniden keşfedecektir.
Öznel faktörün zayıflığından dolayı bu zaman alacaktır. Çelişkilerin çabucak çözülmesi mümkün değildir. Mücadele yıllarca gelgitlerle devam edecektir. Fakat potansiyel olarak patlamaya hazır bir durum söz konusudur. Rusya’daki ani ve keskin değişimlere de hazır olmalıyız. Asıl problem Rus işçi sınıfının hazırlık ve perspektif eksikliğidir. Fakat bu hızla değişebilir. Tıkanıklık bir kez aşıldığında, işler hızla ilerleyebilir. Önümüzdeki on yıl içinde, dünyayı dönüştürecek yeni bir Rus Ekimiyle karşılaşabiliriz.
Rus işçi sınıfı, Batıdaki proletaryaya göre farklı bir tarihe ve geleneğe sahiptir. Onun bilincini, Ekim Devrimi deneyimi ve devletleştirilmiş planlı ekonomi şekillendirmiştir. Bu yüzden, özelleştirmenin hırsızlık, üretim araçlarının devletleştirilmesinin ise doğal bir alternatif olduğunu düşünmektedir. |