Tekil Mesaj gösterimi
Alt 28-02-2007, 14:39   #2
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Çevrimsel dalgalanmalar kapitalist gelişim eğrisinin birincil hareketiyle nasıl karışmaktadır? Çok basit. Hızlı kapitalist gelişme dönemlerinde krizler kısa ve yüzeysel karakterliyken, boom’lar uzun süreli ve uzun erimlidirler. Kapitalist düşüş dönemlerinde ise krizler uzatmalı bir karakter arz ederken, boom’lar çabuk geçen, yüzeysel ve spekülatif olmaktadır. Durgunluk dönemlerinde dalgalanmalar bir ve aynı seviye üzerinde meydana gelir.
Bu, kendine özgü soluk alıp veriş tarzıyla kapitalist organizmanın genel durumunu ve onun kalp atış hızını belirlemenin zorunlu olduğundan başka bir anlama gelmez.
Savaş Sonrası Boom

Savaşın hemen sonrasında belirsiz bir ekonomik durum ortaya çıktı. Ama 1919 ilkbaharıyla birlikte bir boom başladı; borsa hareketlendi, fiyatlar adeta kaynar suya batırılmış bir cıva sütunu gibi yukarı fırladı, spekülasyon kaynayan girdaplar içinde dolaşmaya başladı. Peki sanayi? Biraz önce gönderme yaptığımız istatistiklerin de kanıtladığı gibi Orta, Doğu ve Güney Avrupa’da çöküş devam etti. Aslen Almanya’nın yağmalanması sayesinde Fransa’da belli bir iyileşme söz konusuydu. İngiltere’de ise, gerçek ticaretteki düşüşle orantılı olarak, tonajı yükselen ticari filo istisna olmak üzere, kısmen durgunluk, kısmense çöküş hakimdi. Bu bakımdan bir bütün olarak Avrupa’daki boom, yarı-hayali ve spekülatif bir karaktere bürünmüş bulunmaktadır; ve bir ilerlemeye değil, ekonominin daha da gerilediğine işaret etmektedir.
Birleşik Devletler’de sanayi, savaş sonrasında savaş üretimini yavaşlattı ve yeniden barış dönemi düzeyine doğru eski halini almaya başladı. Petrol, otomobil ve gemi yapımı sanayiinde kayda değer bir yükseliş söz konusuydu.
Yıl
Petrol (Milyon Varil)
Otomobil
Gemi Yapımı (ton)
1918
356
1.153.000
3.033
1919
378
1.974.000
4.075
1920
442
2.350.000
2.746

Yoldaş Varga değerli broşüründe tümüyle doğru olarak şöyle demektedir:
“Savaş sonrası boom’un spekülatif karakteri Almanya örneğinde çok açık bir şekilde görülmüştür. Fiyatların 18 ay içinde yedi katına çıktığı bir zamanda, Alman sanayisi gerilemeye devam ediyordu... Almanya’nın ekonomik konjonktürü tasfiye satışları konjonktürüydü: iç pazardaki metaların satılmayıp elde kalanları yurt dışına inanılmaz derecede ucuz fiyatlarla satılıyordu.”
Sanayi yavaş yavaş çökerken, fiyatlar Almanya’da en yüksek düzeylerine çıkıyordu. Sanayinin yükselmeyi sürdürdüğü Birleşik Devletler’deyse fiyatlar çok az yükseldi. Fransa ve İngiltere de, Almanya ile Birleşik Devletler arasında bir yerde yer aldılar.
Bu olguları ve bizzat boom’u nasıl açıklamalı? Öncelikle ekonomik nedenlerle: her ne kadar iyice kırpılmış bir biçimde olsa da, savaştan sonra uluslararası bağlantılar eski halini aldı ve ortada her türden ürün için evrensel bir talep vardı. İkinci olarak, politik-mali nedenlerle: Avrupalı hükümetler, savaşı zorunlu olarak takip edecek olan krizden ölümcül bir şekilde korkuyorlardı ve savaşın yarattığı yapay boom’u terhis dönemi boyunca sürdürebilmek için her türlü önleme başvurdular. Hükümetler sürekli olarak dolaşıma büyük miktarlarda kâğıt para sürdüler, yeni borçlar verdiler, kârlarda, ücretlerde ve ekmek fiyatlarında düzenlemeler yaptılar ve böylelikle temel ulusal fonlara dalmak suretiyle, terhis edilmiş işçilerin maaşlarını sübvanse ederek, ülkede yapay bir ekonomik canlanma yarattılar. Böylece, bu aralık boyunca, özellikle sanayinin çökmeye devam ettiği ülkelerde, hayali sermaye şişmeyi sürdürdü.
Ne var ki, savaş sonrasının hayali boom’unun önemli politik sonuçları vardı. Bunun burjuvaziyi kurtardığını söylemek bir parça doğrudur. Terhis edilmiş işçiler daha en başından işsizliğe ve savaş öncesinden bile daha kötü olan yaşam standartlarına başkaldırsaydı, bu burjuvazi için ölümcül sonuçlara yol açabilirdi. Bu bağlamda İngiliz profesör Edwin Cannan Manchester Guardians’ın yeni yıl ekinde şunları yazmıştı: “Savaş alanlarından geri dönen insanların sabırsızlığı çok tehlikeli bir şey.” Ve tamamen doğru bir şekilde, savaş sonrasının en ağır döneminden –1919 yılı–, hükümet ve burjuvazinin, kendi ortak çabalarıyla, Avrupa’nın ana sermayesinin daha da tahrip edilmesi pahasına yapay bir refah yaratarak krizi erteleyip geciktirmesi sayesinde çıkıldığını açıklamaya devam ediyordu. Şöyle diyordu Cannan: “Ocak 1919’da 1921’deki gibi bir ekonomik durum olsaydı, Batı Avrupa’nın üzerine kaos çökerdi.” Savaşın vahşi ateşi bir buçuk yıl daha sürdü ve kriz ancak terhis edilmiş işçi ve köylü kitlelerin zaten şu ya da bu ölçüde kendi küçük hücrelerine kapatıldığı andan sonra patlak verdi.
  Alıntı ile Cevapla