Tekil Mesaj gösterimi
Alt 01-03-2007, 11:22   #6
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

1.2.2. Ölçek Ekonomileri Etkisi
Ölçek ekonomileri, firmaların büyüklüğünden kaynaklanan faktör maliyetlerinin düşmesi ve verimlilik ile üretimin artması sonucu ortaya çıkar. Geniş pazarlar, yeni satış teknikleri, makine ve donanım bolluğu, kaliteli işgücü ve uzmanlaşma ölçek ekonomisini oluşturur.
GB sonrası birlik içi piyasa genişlemesi sonucu, artan talebi karşılamak için firmaların üretimlerini arttırmaları gerekir. O zaman firmalar, eğer atıl kapasiteleri varsa, bu atıl kapasitelerini kullanarak ortalama maliyetlerini minimize edecek optimal ölçeğe varabilirler. Eğer atıl kapasiteleri yok ise, kapasite arttırıcı yeni yatırımlara yönelirler. GB sürecinde ölçek ekonomiler etkisinin ortaya çıkabilmesi için bu güne kadar geçen süre yeterli sayılamayacak kadar kısadır. Bu etki zamanla kendini gösterecek ve rekabet gücü yüksek çok sayıda büyük firma doğabilecektir.
1.2.3. Dışsal Ekonomiler Etkisi
Ölçek ekonomileri, rekabet ve teknolojik gelişme etkilerinin bir sonucu olarak bazı firmaların verimliliği ve ürünlerinin kalitesi artar. Bu firmalardan girdi alan diğer firmalar, daha ucuza ve daha kaliteli girdi elde ederler. Böylece ekonominin genel performansı artar. Örneğin AB ile yapılan Avrupa Kömür Çelik Topluluğu ürünleri ile ilgili anlaşmada, Türkiye’de kapasite fazlası olan uzun mamullerden yassı mamullere dönüşümle ilgili projeler sayesinde sektörün yeniden yapılanmasına yönelik yabancı yatırımların artacağı ve teknoloji transferinin gerçekleşerek dışsal ekonomilerin doğacağı, bu güne kadar gerçekleşmese bile uzun dönemde dışsal ekonomilerin ortaya çıkacağı beklenmektedir.
1.2.4. Teknolojik Gelişmeye Etkisi
1980’de ihracatın dörtte birinden fazlası mamul maddelerden, geri kalanı hammaddelerden oluşurken; günümüzde ihracatın dörtte üçü mamul maddelerine dönüşmüştür. Bu gelişmelere rağmen, Türkiye, emek-yoğun, ilkel mallar ihracatçısı bir ülke konumundan çıkamadığı, toplam ihracatının yüzde 40’ının tekstil ürünlerinden oluştuğu ve yaptığı ithalat üzerinden ihracat yapabilen tek sektörün tekstil olduğu bir konumdadır. OECD verilerine göre yüksek teknolojili mallarda ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 10, orta- yüksek teknolojili mallarda yüzde 23, orta-ilkel teknolojili mallarda yüzde 77, ilkel teknolojili mallarda yüzde 225’tir. Yarıdan fazlasını KOBİ’lerin oluşturduğu tekstil sektöründe çalışanların büyük kısmı kayıt dışı ve vergisiz çalışan kadınlardır. Çünkü Türkiye yoksul ülkelerden pazara gelen mallarla fiyat rekabetini ancak böyle sağlayabilmektedir. Ar-Ge yatırımları büyük finansman ihtiyacı gerektirdiğinden, Türkiye gibi gelişme yolundaki ülkelerde Ar-Ge ve teknolojik gelişmeye yeterli önem verilmemekte ve gerekli kaynak ayrılmamaktadır. Örneğin Ar-Ge harcamalarının GSYİH’ye oranı AB ülkelerinde yüzde 2, ABD’de yüzde 2.8, Japonya’da yüzde 3 iken, bu oran Türkiye’de sadece yüzde 0.5’tir. Türkiye gibi ileri teknolojileri henüz üretemeyen bir ülke için alternatif çözüm yolu, gelişmiş ülkelerdeki teknolojiyi veya gelişmiş teknolojileri taklit etmektir.
Birlik içinde pazarın büyüyüp rekabetin artması, firmaları teknoloji geliştirmeye, gelişmiş teknolojiye sahip diğer firmalarla ortak üretime ve daha çok Ar-Ge faaliyetlerine yöneltmektedir. Böylece bilgi akışı ve teknolojik gelişme hızlanacaktır. Yeni teknolojilerin geliştirilmesi ve uygulanması ülkelerin rekabet gücünü olumlu yönde etkiler ve daha ucuz, daha kaliteli üretim yapmak olanaklı hale gelir. GB ile Pazar payları genişleyen buna rağmen pazarda rakibi artan firmaların yapması gereken, üretim kalitesini ve verimliliği arttıracak, maliyetleri azaltacak yeni teknolojilerin hayata geçirilmesi, bunun içinde Ar-Ge yatırımlarının arttırılmasıdır..
1.2.5. Yatırımları Özendirme ve Sermaye Etkisi
Birlik içi ticaret serbestleşip pazarın büyümesi, bir yandan birlik içi sermayenin daha verimli ve daha karlı olan üye ülkelere, diğer yandan birlik dışı sermayenin birlik içine yönelmesine neden olur. Birlik içi yatırım, üretim ve gelir artar. Doymamış iç pazarı, ucuz hammadde ve işgücü, Ortadoğu, Karadeniz ve Asya ile olan bağlantıları Türkiye’yi yatırımlar için cazibe merkezi haline getirmektedir. Bu bağlamda GB’nin Türkiye’ye giren yabancı sermaye yatırımlarını uyarması beklenmektedir. Ayrıca GB içindeki Türkiye’den pay almak isteyen Japonya, ABD ve Uzak Doğu ülkeleri için de sermaye yatırımı açısından çok büyük öneme sahiptir. Son yıllarda Uzak Doğu’dan gelen yabancı sermaye artışı bunu doğrulamaktadır.
  Alıntı ile Cevapla