02-03-2007, 12:17
|
#4 |
| Kıdemli Kartal
Üyelik tarihi: Mar 2006 Yaş: 41
Mesajlar: 5.868
Tecrübe Puanı: 25  | ESERLERİ VE FELSEFESİNE GENEL BAKIŞ Fichte, kararlarında sabit ve metin bir adamdı; karakterinin dürüst ve enerjik özelliği eşsizdi. Onu sert ve fazla kanaatkar olduğu için eleştirirlerse de o, bu nitelikleri sayesindedir ki, her çeşit zayıflıklara, kişisel ve adi kaygıların üstüne çıkmıştır. Fichte'nin felsefesi, çağdaş felsefenin durumuyla olduğu kadar da kendisinin bireyselliğiyle belirlenmiş olan bir felsefedir. XVIII. yüzyıl ruh ve zekâsına oranla bu felsefe, maddeciliğe karşı yöneltilmiş olan şiddetli bir protestodur; 'ben' (le moi) faaliyetinin ve ahlaksal özgürlüğün enerjik bir savunmasıdır. Kant'ın felsefesine oranla ise, bu felsefeyi sarsılmaz bir temele dayamak için yapılmış olağanüstü bir çabadır. Fichte, hepsi Almanca olan şu eserleri yazmıştır: Grundlage der Gesammuten Wissens-chaftslehre (1794); Versuch Einer Kritik der Offenbarung (Königsberg, 1792); Grundlage des Naturrechts (Iena, 1796); Der Geschlassene Handelstatt (Tübingen, 1800); Rechtslehre (1812); System der Sittenlehre (Iena, 1798); Die Grundzüge des Gegenwartigen Zeitalters (1806. Bu eser, Die Bestimmung des Menschen'i de eklidir); Die Anweissing zum Seligen Le-ben (1806); Reden an die Deutsch Nation (Berlin, 1807-1808). Fichte'nin hayatında 1762'den 1794'e kadar bir oluşma devresi vardır ki, bunda Spinoza ve Kant'ın etkisi altındadır. 1794'ten 1799'a kadar felsefî eserler verdiği bir dönemdir. 1799' dan 1814'e kadar da propaganda faaliyetleriyle uğraşmıştır. O, Alman felsefesinde Kant'ın açtığı yeni çağı geliştirmiştir. Bilim Doktrinine Birinci Giriş (1797) adlı eserinde Fichte, bütün felsefe doktrinlerinin iki sistemde toplandığını görmüştü: 1 - Tasarımları eşyadan çıkaran dogmacılık, ki bunda maddecilik, tinselcilik, Spinozacılık vardır. 2 - Eşyayı tasarımlarımızdan çıkaran ülkücülük. O, bunlardan ikincisinin daha iyi ileri sürülmüş olduğunu ispata çalışmak suretiyle, felsefedeki yönelişini belirtmiştir. Gerçekten Kant, eleştirici ülkücülüğü, yani nesnelerin düşüncelerimizden başka bir şey olmadıklarını kabul eden bir sistem kurmuştu ki, bu, mutlak gerçekliği de ahlâkın bir konusu yapmıştı. Fichte de bazı bakımlardan nesne'yi özne'ye (sujet) göre bağımlı bir duruma getiren, yani hem özne'nin, hem de onu sınırlayanın ürünü sayan bir ülkücülüğü savunmuştur. Bu ülkücülük, yalnız özne veya mutlak özgürlük olarak bir mutlak gerçeklik anlayışına dayanır. Zira ona göre, bir felsefe sistemi, cansız bir alet değildir ve biz, bunları rasgele seçemeyiz. Bunlar, insan ruhunun derinliklerinden fışkırırlar. Bunlardan birini seçmek, faaliyet ve bağımsızlık duygumuza ya da bunların tersi olan duygulara göre değişir; ülkücülük, saf bir teori olarak bağımsızlık duygumuzu ifade eden ve onun seçtiği bir sistemdir. Bu sistem, teorik aklın işlevlerini (fonctions) ve ahlaksal hayatın koşullarını elde etmek için yapılan bir çabadır. Bu sistemde ilk ilke gelişir, saf Özne muhtevasının yerine geçerek, gerçekleşir.
__________________ iLk ÇıĞLıĞıM SoN NeFeSiM TeK AşKıM BEŞİKTAŞ'ım.... HeRşEyİn BiR sOnU vAr AmA BEŞİKTAŞ SeVgİsİnİn AsLa...! |
| |