| Yardımcı Admin
Üyelik tarihi: Mar 2006 Yaş: 41
Mesajlar: 23.645
| Nüfusun Kır ve Kentlere Dağılımı Her ülkede kır ve kent nüfusu farklıdır. Kentleşme hızı yüksek olan yerlerde iş olanakları daha geniştir. Bu nedenle kentlerin nüfusu doğal nüfus artışından çok, aldıkları göçlere bağlı olarak artar. Genellikle kır nüfusu fazla olan ülkelerde gelişme yavaş, kent nüfusu fazla olan ülkelerde ise gelişme hızlıdır. Ülkelere Göre Nüfus Yapısı Gelişmiş ve geri kalmış ülkelerde nüfusun yapısı birbirine zıt özellikler taşır. Gelişmiş Ülkelerde Nüfus Yapısı Ekonomik ve sosyal yönden gelişmiş ülkelerde :- Nüfus artış hızı azdır.
- Doğum oranı düşük olduğu için, 0-14 yaş arası nüfus azdır.
- Çocuk ölüm oranı azdır.
- Sağlıklı ve bilinçli beslenme ile gelişkin sağlık hizmetlerine bağlı olarak ortalama yaşam süresi uzun, yaşlı nüfus sayısı fazladır.
- Üretici nüfus fazla, tüketici nüfus azdır.
- Okur yazar oranı yüksektir.
- Nüfusun büyük bölümü kentlerde yaşar
Az Gelişmiş Ülkelerde Nüfus Yapısı Ekonomik ve sosyal yönden gelişmemiş ülkelerde :- Nüfus artış hızı fazladır.
- Doğum oranı yüksek olduğu için, 0 – 14 yaş arası nüfus fazladır.
- Çocuk ölüm oranı fazladır.
- Sağlıksız ve bilinçsiz beslenme ile sağlık hizmetlerinin yetersiz olmasına bağlı olarak ortalama yaşam süresi kısa, yaşlı nüfus sayısı azdır.
- Üretici nüfus az, tüketici nüfus fazladır.
- Okur yazar oranı düşüktür.
- Nüfusun büyük bölümü kırsal kesimde yaşar.
Yerleşme İnsanların barındığı ve geçimlerini sağlamak amacıyla çalıştığı yeri kapsayan alandır. Ancak yeryüzünün tamamı yerleşmeye uygun değildir. Doğal ve ekonomik kökenli bazı etmenler yerleşmeleri sınırlamaktadır. Yerleşmeyi Sınırlayan Etmenler Denizler Kutuplar Çöller Ormanlar Yer şekilleri Toprak özellikleri Ekonomik özellikler Ulaşım olanakları UYARI : Sıcak kuşakta yerleşmenin üst sınırı 3000 m, ılıman kuşakta 2000 m, soğuk kuşakta 0 m’dir. Örneğin Türkiye’de 2000 m’nin üstündeki yerleşmeler oldukça azdır. Yerleşme Tipleri Yerleşmeler ekonomik etkinliğin türüne göre ikiye ayrılır. Sürekli Yerleşmeler Geçici Yerleşmeler Sürekli Yerleşmeler Tarım, ticaret, endüstri, madencilik, ulaşım gibi bir yere yerleşmeyi zorunlu kılan ekonomik faaliyetlerin görüldüğü yerleşmelerdir. Bu yerleşmeler ikiye ayrılır. Kent Yerleşmeleri : Ekonomik faaliyetlerin endüstri, madencilik, ticaret, ulaşım turizm vb. olduğu yerleşmelerdir. Kentler, öne çıkan ekonomik faaliyetlere göre; Endüstri kenti Ticaret kenti Maden kenti Tarım kenti Ulaşım kenti Turizm kenti Eğitim, kültür kenti gibi sınıflara ayrılır. Bu faaliyetlerin bir arada bulunduğu kentlerde gelişme daha hızlıdır. Kır Yerleşmeleri Bir yerleşim merkezinin kır yerleşmesi sayılabilmesindeki en belirleyici özellik ekonominin tarım ve hayvancılığa dayalı olmasıdır. Kırsal yerleşmeler, yerleşim alanının özelliğine göre ikiye ayrılır. Toplu Kır Yerleşmeleri : Evlerin bir arada bulunduğu yerleşmelerdir. Bu yerleşmelerin oluşmasında iklimin kurak ve yarı kurak olması, su kaynaklarının her yerde bulunmaması belirleyici olmuştur. Bu nedenle toplu kır yerleşmeleri su kaynakları çevresinde kümelenir. Dağınık Kır Yerleşmeleri : Evler arasındaki uzaklığın fazla olduğu ve geniş bir alan yayılmış olan yerleşmelerdir. Bu yerleşmelerin oluşmasında arazinin engebeli, tarım topraklarının küçük, parçalı ve dağınık olması belirleyici olmuştur. Yağışların ve su kaynaklarının bol olması, tarımda sulamaya ihtiyaç duyulmaması dağınık yerleşmeyi kolaylaştırmıştır. Geçici Yerleşmeler Ekonomik faaliyetin göçebe hayvancılık, tarım, turizm veya tükenebilen madenin işletilmesi olduğu yerlerde, faaliyet süresince yapılan yerleşmedir. Konut Tipleri Yerleşmelerin en küçük birimi konutlardır. Kırsal kesimde ve geri almış yerlerde konutlarda kullanılan yapı malzemesi doğal çevre ile uyumludur. Gelişmiş bölgelerde ise konut tiplerinde teknolojinin etkisi belirgindir. Doğal Barınaklar : Mağaralar ve ağaç kovuklarıdır. İlk insanların kullandıkları barınaklardır. Çadırlar : Göçebe hayvancılıkla geçinenlerin, konar-göçer yaşantılarını sürdürdükleri barınaklardır. Kulübeler : Saz ve kamışlardan yapılan basit evlerdir. Afrika ülkelerinde görülür. Kerpiç evler : İklimin kurak ve yarı kurak olduğu bölgelerde, bitki örtüsünün cılız olması nedeniyle, killi toprağın yapı malzemesi olarak kullanıldığı evlerdir. Türkiye’de İç ve Doğu Anadolu ile Orta Asya, İran, Orta Doğu ve Kuzey Afrika’da yaygındır. Taş evler : Arazinin dağınık olduğu yerlerde taşın, yapı malzemesi olarak kullanıldığı evlerdir. Ahşap evler : İklimin nemli olduğu yağışlı bölgelerde ağaçtan yapılan evlerdir. Türkiye’de Karadeniz Bölgesi’nde, Kuzey Orta Avrupa’da, Sibirya’da, Muson ülkelerinde, Ekvatoral bölgelerde ve Kanada’da yaygındır. Betonarme evler : Endüstrileşmeye bağlı olarak demir, tuğla ve betonun yapı malzemesi olarak kullanıldığı evlerdir. Endüstrileşmiş ülkelerde yaygın olarak görülür . Türkiye’de Nüfus ve Yerleşme Türkiye’de Nüfus Ülkemizdeki nüfusun sayısı ve nüfusla ilgili veriler yapılan nüfus sayımları ile elde edilir. Bu sayımlar sonucunda, toplam nüfus, nüfusun yaş gruplarına ve cinsiyete göre dağılımı, okur yazar oranı, eğitilmiş nüfus durumu, işsiz sayısı, çalışan nüfusun iş kollarına göre dağılımı, köy ve kent nüfus sayıları belirlenir. Türkiye’de ilk düzenli nüfus sayımı 1927’de, ikinci nüfus sayımı ise 1935’te yapılmıştır. Daha sonra 5 ve 0 ile biten yıllarda nüfus sayımı yinelenmiştir. En son nüfus sayımı 1990’da yapılmış ve daha sonraki sayımların 10 yılda bir yapılması kararlaştırılmıştır. Yıllara Göre Nüfus Sayımları ve Sonuçları 1927-1990 yılları arasında Türkiye nüfusu 43 milyon kişi artmıştır. En düşük nüfus artış hızı (% 10,5). 1940-1945 arası dönemde görülür. Bu durumun nedeni II. Dünya savaşı koşullarıdır. Nüfus artış hızının en fazla olduğu dönem 1955-1960 arasıdır. Nedeni sağlık hizmetlerinin yaygınlaşması ve yanlış nüfus politikalarıdır. 1960-1965 arası dönemde bir önceki döneme göre nüfus artışında azalma görülür. Nedeni yurt dışına yapılan işçi göçleridir. 1985’ten itibaren nüfus artış hızında sürekli olarak azalma görülür. Türkiye’de Doğal Nüfus Artış Hızı (Doğurganlık Hızı) Bir yıl içinde, doğum ve ölüm sayısına bağlı nüfus artışına doğal nüfus artışı hızı ya da doğurganlık hızı denir. Doğurganlık hızı, eğitime, kültüre ve ekonomik gelişime bağlı olarak değişir. Türkiye genelinde kırsal kesimde doğurganlık hızı fazladır. Doğurganlığın en az olduğu bölgeler Marmara ve Kıyı Ege, en fazla olduğu bölgeler, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu’dur. Doğurganlık Hızının Sonuçları Doğurganlığın fazla olduğu bölgelerden ve kırsal kesimlerden iş olanaklarının fazla olduğu gelişmiş bölge ve kentlere göçler olur. Göçler nedeniyle nüfusun bölgeler arası dağılım dengesi ve cinsiyet dengesi bozulur. Doğurganlık arttıkça iç tüketim artar, hammadde kaynakları hızla tükenir, iş, eğitim, sağlık, beslenme, barınma gibi temel ihtiyaçlar karşılanamaz. Türkiye’de Göçlerin Nedenleri Türkiye’de 1850’den itibaren kırsal kesimden kentlere doğru hızlı bir iç göç başlamıştır. Türkiye’deki göçlerin nedenleri şunlardır. Kırsal kesimdeki hızlı nüfus artışı Tarım arazisinin miras yoluyla parçalanıp küçülmesi Tarımda makineleşmenin başlamasıyla oluşan işsizlik. Verimli tarım alanlarının azalması. Kan davaları ve güvenlik sorunu. Kentlerin iş, eğitim ve sağlık bakımından çekiciliği. İç göçlerin hızla artması, bir çok sorunu da beraberinde getirmiştir. UYARI : iç göçler sonucu nüfus, ülke sınırları içerisinde yer değiştirdiği için toplam nüfusta artma ya da eksilme olmaz. Nüfusun dağılım dengesi ve cinsiyet dengesi, bölgeden bölgeye değişir. Türkiye’de Göçlerin Sonuçları- Kent nüfusu hızla artar
- Alt yapı yetersizliği ve plansız kentleşme sorunları ortaya çıkar.
- Kentlerde, ulaşım, konut, eğitim gibi alanlarda sorunlar oluşur.
- Kentlerde işsizlik artar
- Kentlerde güvenlik bozulur
- Kırsal alandaki yatırımlar verimsiz hale gelir.
Türkiye’de Nüfus Dağılışı Türkiye’de nüfusun dağılımında, iklim, yer şekilleri, ulaşım, tarım olanakları, endüstri, madenler gibi doğal ve ekonomik koşulların etkisi vardır. Bu koşulların elverişli olduğu yerler sık nüfuslanmıştır. Arazinin dağlık ve engebeli olduğu, tarım alanlarının az bulunduğu, önemli yolların uzağında kalan, endüstri ve ticaretin gelişmediği yerler ise seyrek nüfuslanmıştır. Türkiye’de Nüfus Yoğunluğu Belli bir alanda yaşayan nüfusun o alanın yüzölçümüne oranıdır. Kişi/km2 olarak gösterilir. Nüfus yoğunluğu 3 farklı biçimde ifade edilir. Aritmetik Nüfus Yoğunluğu Bir bölgenin veya ülkenin toplam nüfusunun bölgenin yüzölçümüne bölünmesiyle elde edilen nüfus yoğunluğudur. Toplam Nüfus Aritmetik Nüfus Yoğunluğu = Yüzölçümü formülü ile hesaplanır. Ülkemizde 1990 yılı sayımına göre km2’ye 73 kişi düşer. Alanın genişliğine ve nüfusun fazlalığına göre değişen aritmetik nüfus yoğunluğu illere ve bölgelere göre farklılık gösterir. |