[ferro1903]

Sekreter: Bay Başkan, Condolezza Rice, sizi görmek için burada

Bush : İyi, içeri gönder

Sekreter: Peki efendim

(Kapı açılır, Bayan Rice girer.)

Condolezza Rice: Günaydın Bay Başkan.

Bush: Oh, C, seni görmek ne güzel. Neler oluyor?

C.R.: Şey, Bay Başkan, burada bulunma amacım Çin’in yeni lideri hakkında bilgi vermek.

Bush: Harika Condi. Anlat bakalım.

C.R.: Bay Başkan, Çin’in yeni lideri Hu (kim?)

Bush: Evet benim bilmek istediğim de bu.

C.R.: Ama ben de size bunu söylüyorum Sayın Başkan.

Bush: Şey… Sorduğum şu Condi, Çin’in yeni lideri kim (Hu)?

C.R.: Evet?

Bush: Yani o arkadaşın adı?

C.R.: Hu (kimin?)

Bush: Çin’deki adam?

C.R.: Hu (kim?)

Bush: Çin’in yeni lideri

C.R.: Hu! (kimmiş?)

Bush: Çinli???

C.R.: Çin’in yeni lideri “hu” (kim) Sayın Başkan.

Bush: Bunu neden bana soruyorsun?

C.R.: Size Çin’e Hu’nun (kimin) liderlik edeceğini söylüyorum…

Bush: Evet! Soruyorum Condi, Çin’i kim (Hu) yönetiyor?!

C.R.: Bu adamın adı.

Bush: Bu kimin (Hu’nun) adı?

C.R.: Evet

Bush: Çin’in yeni liderinin adını bana söyleyecek misin, söylemeyecek misin?

C.R.: Evet efendim (Yassir)

Bush: Yasir? Yasir Arafat Çin’de mi? Ben hep onun Ortadoğu’da olduğunu düşünmüştüm!

C.R.: Bu doğru!

Bush: O zaman Çin’deki kim (Hu)!

C.R.: Evet efendim (Yassir)

Bush: Yasir Çin’de mi?

C.R.: Hayır efendim.

Bush: O zaman kim (Hu)!

C.R.: Evet efendim (Yassir)

Bush: Yasir?

C.R.: Hayır efendim.

(Durur. Kağıtları buruşturur.)

Bush: Condie şimdi tepemin tasını attırmaya başladın; ve bunu sebebi siyah olman bile değil! Benim Çin’in yeni liderinin adının ne olduğunu bilmem gerek. O yüzden, neden bana Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’ni bağlatmıyorsun?

C.R.: Kofi Annan? (Kahve Alır mısın dadı?)

Bush: Hayır teşekkürler Condi. Ve bana George de. Az önceki saçmalığı tekrarlama.

C.R.: Kofi’yi (kahveyi) istiyorsun.

Bush: Hayır.

C.R.: Kofi’yi (kahve) istemiyorsun?

Bush: Hayır! Ama bahsi geçince aklıma geldi. Bir bardak süt alabilirim. Ve beni BM’e bağla.

C.R.: Evet efendim (Yassir)

Bush: Hayır, Yasir’e değil. Birleşmiş Milletler’deki adam

C.R.: Kofi (kahve?)

Bush: Süt! Şu aramayı da yapabilir misin artık!!

C.R.: Kimi arayacağım?

Bush: BM’deki adam kimdi (Hu’ydu) ?.

C.R.: Hayır, Çin’deki adam kim (Hu)?

Bush: Çin’i bir kenara bırakacak mısın?

C.R.: Evet efendim (Yassir!)

Bush: Ve Ortadoğu’yu da rahat bırak. Yalnızca bana şu BM’deki adamı bul.

C.R.: Kofi? (kahve?)

Bush: Tamam Kremalı ve iki şekerli… Şimdi bağla şu telefonu…

C.R.: Merhaba Rice (pilav) burada…

Bush: Pilav? Çok iyi fikir! Yanında biraz da yumurta köftesi getir Condi. Belki Çin’deki adama da göndermeliyiz? Ve Ortadoğuluya?

(Telefon kapanır.)

Bush: Ortadoğu’da Çin yemeği bulabilir misin?.. Bilmiyorum…

(Kapı kapanır)