11 - De ki: "Yeryüzünde dolaşın da yalanlayanların sonu nasıl olmuş, görün!". 12 - De ki: "Göklerde ve yerde olanlar kimindir?" "ALLAH'ındır" de. O, rahmet etmeyi kendi nefsine yazmıştır. Sizi, varlığında asla şüphe olmayan kıyamet gününde toplayacaktır. Ama kendilerini zarara sokanlar inanmazlar. 13 - Gecede, gündüzde barınan her şey O'nundur. O, işitendir, bilendir. 14 - De ki: "Gökleri ve yeri yoktan var eden, besleyen, fakat kendisi beslenmeyen ALLAH'tan başka dost mu tutayım?" "Ben İslâm olanların ilki olmakla emrolundum" de ve sakın ALLAH'a ortak koşanlardan olma. 15 - De ki: "Eğer Rabbime isyan edersem, büyük bir günün azabından korkarım". 16 - O gün kimden azab giderilirse, kuşkusuz ALLAH ona rahmet etmiştir. İşte apaçık kurtuluş budur. 17 - ALLAH sana bir zarar dokundurursa, onu yine kendisinden başka açacak yoktur. Ve eğer sana bir hayır dokundursa, kuşkusuz O, herşeyi yapabilendir. 18 - O, kullarının üstünde tam hâkimdir. O, hüküm ve hikmet sahibidir, herşeyden haberdardır. 19 - De ki: "Şahitlik yönünden hangi şey daha büyüktür?". De ki: "ALLAH, benimle sizin aranızda şahittir ve bana bu Kur'ân vahyolundu ki, onunla hem sizi, hem de sizden sonra kendisine ulaşan herkesi uyarayım. ALLAH'la beraber başka ilâhlar olduğuna siz gerçekten şahitlik eder misiniz?" De ki: "Ben buna şahitlik etmem". "O, ancak ve ancak bir tek ilâhtır ve gerçekten ben, sizin ortak tuttuğunuz şeylerden uzağım"de. 20 - Kendilerine Kitap verdiğimiz kimseler, Peygamber'i, kendi oğullarını bildikleri gibi, bilirler. Kendilerine yazık edenler var ya! İşte onlar iman etmezler. |