| 
 Yürek Çağrısı 1991
 
 
 Madenciden
 
 indim maden ocağına kara elmas diyarına
 yeryüzü sıcak olsun diye dost
 yıllar boyu kazma salladım buskunca bu zindanda
 çocuklarım gülsün diye dost
 oysa bizim evde gülen yok
 
 yürü derler yürü derler açlığa yürü derler
 kara elmas tabut olmuş gerekirse ölün derler
 günü gelir utanmadan ağlaşana gülün derler
 yalanlara artık sabrım yok
 
 bugün maden ocağına kara elmas diyarına
 inmedik selam olsun sana dost
 ölesiye ışık hasretiyle solmuş bu yüzlere
 grev grev güneş doğmuş dost
 artık kaybedecek birşey yok
 
 yeraltında ezilenler yeryüzüne seslenirler
 madenler bizim derler gerekirse ölüm derler
 günü geldi grev derler dost
 artık kaybedecek birşey yok
 
 
 Zonguldak
 yerin derinliklerinden geldiler
 ellerinde susmak bilmeyen bir yeraltı güneşiyle
 ne kadar diplere bastırılsa
 o kadar boğulmak bilmez yankısıyla yüreklerinin
 ağır ağır geldiler...
 sonra hergün geldiler artarak geldiler
 kadınları çocukları ve alkışlarıyla
 yoğurt mayalar gibi geldiler
 pişkin ekmekleri bölüp de paylaşır gibi
 su gibi ateş gibi
 her gün yeni ağızlar eklendi ağızlarına
 yeni yollarla tanıştı ayakları
 her gün yeni kabuklar çatladı
 yeni kulaklar işitmeye başladı söylediklerini
 bir kent oldular sonunda
 ve adını değiştirdiler ülkenin şiir: kemal özer
 
 söz-müzik: grup yorum
 |